Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

211 syf.
10/10 puan verdi
Batı ve Doğu hikayesinin birleştiği nokta
Orhan Pamuk, batı anlatısı olan oidipus hikayesiyle doğu anlatısı olan sührab hikayesini üst kurmaca yöntemiyle klasik anlatılardan da faydalanarak ve modern teknikleri kullanarak birleştirir. Cem hikayenin ilk kısmında babasının eski sevgilisi kırmızı saçlı kadınla ilişkiye girerek oidipus'un yerine geçer. Romanın sonunda cem'in oğlu Enver cem'i öldürürek oidipus'un görevini üstlenir ve Cem de artık oidipus'un babası Laios'un yerine geçmiş olur. Anlatı boyunca Rüstem ve sührab hikayesindeki rüstem'in görevini üstleneceğini düşündüğümüz Cem, Laios'un sonunu yaşamıştır. Yani yazar iki anlatıyı tek bir çatı altında birleştirerek ortaya yekpare bir hikaye çıkarmıştır. Babaya ve babasızlığa karşı karşı sık sık değinildiği hikayede , cem babası tarafından terk edildikten sonra kuyu açma için yanına çırak olarak girdiği Mahmut usta'yı babası yerine koyar. Mahmut usta , cem'e sürekli "kaderci" hikayeler anlatır. Kehanet ve kader kavramları roman için çok önemlidir çünkü oidipus'un ve sührab'ın hikâyelerinde kehanetler gerçekleşmiş hikayelerin sonunda cinayetler işlenmiştir. Bu romanda da kehanet gerçekleşir ve Cem ölür. Zaten kasabanın adının da "öngören" olması bundan ötürüdür. Orhan Pamuk,metnine metinlerarasılık özelliği de katarak metninin anlam katmanını genişletir. Şöyle ki homeros'tan ve firdevsi'den esinlenerek benzer hikayeler yazmasının yanında divan edebiyatının gül ile bülbül hikayesinden de yararlanır. Kırmızı saçlı kadın da bu hikayedeki gibi saçlarını sonradan kırmızı boyatmıştır ve tıpkı divan edebiyatında gül'e aşık olan şairler gibi romandaki karakterler de kırmızı saçlı kadın'a aşık olur. Bu arada kırmızı saçlı kadının adı Gülcihan 'dır. Ayrıca romanda diğerinin yerine geçme meselesi tıpkı İlyada ve Odessa 'daki gibidir. Şöyle ki cem , Gülcihan ile ilişkiye girerek babasının yerine geçer; Enver de romanı yazan anlatıcıdır ve hem babasını öldürerek hem de babasının hayali olan yazarlığı gerçekleştirerek babasının yerine geçmiş olur. Romanda dikkat çeken bir diğer noktada cem'in kırmızı saçlı kadını ustası Mahmut 'tan kıskanarak ustasını kuyuda ölüme terk etmesidir. Buradan da hz.yusuf'un hikayesine gideriz. Mahmut usta bu hikayeyi anlatmıştır ve de o da Yusuf gibi kör kuyulara terk edilmiştir. Ama Yusuf hikayesinde olduğu gibi Mahmut usta da kuyudan kurtulmuştur. Orhan Pamuk, Yusuf'un hikayesini Mahmut ustaya anlatırarak aslında ustanın kuyudan kurtulacağı ipucunu da verir. Atıflar sadece bununla sınırlı kalmaz. Hz.ibrahim'in hikayesine de gönderme yaparak babalarla oğullar arasındaki ölüm-yaşam dualitesine anlam derinliği katar. Romandaki başka bir teknik özellik de pastiş tekniğidir. Orhan Pamuk hikayesini tıpkı ardılları gibi destan-masal formunda yazar. Zaten romanın sonunda Gülcihan kurgusal bir metin olduğunu bize anıştırır. Kuyu metaforu da Mahmut Usta'nın anlattığı kaderci hikayelerle birleşir . Cem, "kendi kazdığı kuyuya düşmek" deyimini bir kehanet gibi gerçekleştirir ve oğlu tarafından öldürüldükten sonra kendi kazdığı kuyuya atılır. Orhan Pamuk, gelenekten anladığı hikaye anlatma geleneğini çok başarılı , doğu'yla batı'yı birleştirerek ve ince ince dokuyarak anlatmıştır.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,5bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
232 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.