Felsefe okumayı seviyorsanız, düşünceler denizinde zaman zaman “bulantı” seviyesinde tiksinti yaşamaktan korkmuyorsanız siz de bu kitabı beğenerek okuyacaksınız. Kitapta bir olay örgüsünden ziyade düşünceler, fikirler var. Tabi ki başka karakterlerden, birtakım olaylardan bahsediliyor ama kitabın özü fikirler, düşünceler üzerine. Varoluşsal sancılar çeken orta yaşlarda, yalnız, biraz da depresif bir adamın günlüğü şeklinde yazılmış. Yalnız olduğu için çok mu düşünüyor, yoksa çok düşündüğü için mi yalnız bilemem ama çok düşünmesi; çevresini, insanları, olayları ayrıntılarıyla gözlemleyip sorgulaması; hayata dair, varlığına dair bir anlam arayışında olması zaman zaman iç dünyasında buhranlar yaşamasına neden oluyor. Düşünen ve anlam arayan her insan bunu yaşıyordur mutlaka.. İnsanın içsel sıkıntılar yaşamasına neden olabilse de düşünen bir insan olmayı, düşünmeden yaşayan biri olmaya tercih ederim. Düşünmeliyiz..Tabi ruhumuzu yaralamasına izin vermeyecek kadar. “Az düşünmek, ruhun tüm hastalıklarına karşı en iyi ilaçtır." demiş Nietzsche gibi çok düşünen biri ama elinde olmadan, her şeyi her yönüyle düşünen insan için bunun dengesini bulmak bir hayli zor olsa gerek. “Bulantı”yı okurken anlayabilmek için zihninizin dinlenmiş, sakin olmasını tavsiye ederim. Bunu sağlamaya çalışmama rağmen birkaç kez okuyup, üzerine düşünüp, yine de tam olarak çözemediğim kısımların olduğunu itiraf etmeliyim. Sartre demek varoluşçu felsefe demek. Varoluşçuluk üzerine fikir sahibi olmak isteyen herkes bunun için Sarte’nin kapısını çalmalı. Beğenerek okudum, felsefik kitap okumayı sevenlere mutlaka tavsiye ederim.

BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,7bin okunma

·

94 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.