Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gotik Yunus - "Türk halk dili ile iki sermon"
Caffil olma aths goesingi, halinga bak oeleni goer, Ruenelit itma doeniede, yasuclerung deleni goer. Nitscheler yatir duessuebeni, gir nulan tstheyan uessuebeni, Czuemuekleri tsassabeni, tsthuerrybeni olam guer. Kym ach iduep kilir zari, kuenethdur ellinde vuari, Gutsthmisth yatir kari giri, miczkynueri guueleni goer. Czorma hallynkymczene vuarma yeramanczine, Kym zini goefdeczini, vulsub gyeni iulani goer. Hane mehenimet mustafa, huekym itti kaftan kaffa, Doenne kyme kildi baffa, aldaniben galani goer. Aldanma maladauuara, kulukeyla haka yar, Seugile bile vu ara, baki iotasch olani goer. Jonus bii czusleri tsattar, halka moriffet satar, Gendiczine hadar duttar, czoledigi ialani goer. * Georg ya da Georgios veya Corc. Transilvanya'da doğmuş. On beşinci asrın başlarında. Şebeş (Sebes) kentine geçmiş on beş, on altı yaşındayken. Macar Krallığı'nın hakimiyetindeymiş bölge. Bizim tarafta, Koca Murat başta. Doğu Avrupa akınlarının ardı arkası kesilmeyen çağ. İstanbul'un fethine yakın. Georg esir düşmüş bizimkilere. Köle tacirinin birine satmışlar. Tacir bunu Edirne'ye getirmiş. Bahtsız Corc'un esareti yirmi yıl kadar sürmüş. Yedi kez efendisi değişmiş. Sekiz defa kaçmaya çalışmış, başaramamış. Eh, yirmi yıl, Türkçeyi öğrenmiş tabi. 1458'de azat edilmiş. Roma'ya varmış ve bir Dominikan manastırında keşiş olmuş. Türkiye'den ayrılışının yirminci yılında, yani 1478'de bir eser kaleme almış. Sözü rahmetli Talat Tekin'e bırakayım: "Şebeşli Georg’un kitabına aldığı iki Türkçe manzume, eserin Urach baskısının 134.-136. sayfalarındadır ve manzume şeklinde değil, nesir biçiminde yazılmıştır. Ancak, yazar musammat şeklinde yazılmış olan bu manzumeleri dize ortalarını ve sonlarını noktalayarak vermiştir. Georg’un “sermon” adını verdiği bu manzumelerin “ Interpretacio sermonum predictorum in latino” başlığını taşıyan Latince yorumları da eserin 136. ve 137. sayfalarındadır. Karl Foy’un bu manzumeleri bilim dünyasına tanıtan “ Die altesten osmanischen Transscriptionstexte in gothischen Lettern” başlıklı yazısı iki kısım halinde yayımlanmıştır. Yazısının 1901’de yayımlanan birinci kısmında, Foy, Avrupa’da Grek ve Latin harfleri ile basılmış ilk Türkçe eserlerden kısaca söz ettikten sonra Georg’un Tractatus'unu tanıtmış, yazar hakkında bilgiler verdikten sonra da Yunus imzasını taşıyan iki manzumenin incelenmesine geçmiştir. Foy, yazısının inceleme kısmında önce manzumelerin eserde yazılmış oldukları şekli ile yazı çevrimlerini ve Latince çevirilerini vermiş daha sonra da bu manzumeleri tamir etmiştir. Alman Türkologu, bu kadarla da yetinmeyerek bu iki manzumenin tamir edilmiş metinlerini Arap harfleri ile de vermiştir. Foy’un bu ilk yazısı söz konusu manzumelerin Almanca çevirilerini ve manzumelerde geçen türlü kelimeleri yazım, yapı ve anlam bakımından inceleyip açıklayan notları da içermektedir. ... Karl Foy’un yayınlarından vaktinde haberdar olan Fuat Köprülü bu iki manzumeyi “Transcription’da lüzum gördüğümüz biraz değişiklikle” kaydı ile yeniden yayımlamıştır. Ancak Fuat Köprülü’nün “değişiklikler”i birkaç önemsiz yazı çevrimi veya okuyuş farkından ileri gitmemiş, manzumelerdeki okuma yanlışları ile ölçü düşüklükleri düzeltilmeden, olduğu gibi bırakılmıştır." Evet, toprağı bol olasıca Corc'un, gotik harflerle eserine aldığı iki Yunus şiirinin hikayesi üş aşağı beş yukarı böyle. Karl Foy, dilimize dair yetkinliğini kanıtlarcasına Tekin'in söylediği gibi, manzumeyi tamir etmiş. Bunu Georg'un Türkçeyi hangi şive ile öğrenip konuştuğunu da göz önünde bulundurarak yapmış. Müthiş! Buyurun: Kâfil olma aç gözingi, hâlinga bak öleni gör, Kürelik itma dönyede, yazuklerung dileni gör. Niçeler yatir düşşübeni, girm ilan çeyan üşşübeni, Sümükleri çaşşabeni, çüribeni olani gör. Kim ah idüp kılır zâri, küneh-dur elinde vâri, Güçmiş yatir kara yiri, miskinneri güleni gör. Sorma hâlin kim(i)sine, varma ıra(h)mansi(zi)ne, Kim isine göfdesine, vulşup yeni yulani gör. Hani Mehemmet Mustafa, hükim itti Kaftan Kafa, Dönne kime kıldı bafâ, aldaniben galani gör. Aldanma mala davara, kul(l)uk eyla Hak(k)a yar (a), Sevi-yile bile vara, bâki yo(l)taş olani gör. Yonus bu süzleri çatar, halka mo(a)rifet satar, Gendisi ne hadar dutar, soledigi yalani gör. Talat Tekin'in, 13. yüzyıl edebî Türkçesine uygun düzeltmesiyle (ng- sesleri için artdamaksıl genizsil ünsüz eklemesi benden): Gâfıl olma aç gözüŋi, hâluŋa bak öleni gör, Kürelik itme dünyede, yazuklaruŋ dileni gör. Niçe yatur düşübeni, ilan çayan üşübeni, Süŋükleri çağşabanı, çüriyüben ulanı gör. Kimi âh idüp kılur zârî, günehdür elinde vârı, Göçmiş yatur kara yiri, miskinleri güleni gör. Sorma hâlin kimisine, varma ıra(h)mansuzına, Kim isine gövdesine, ulşup yeŋi yolanı gör. Kanı Muhammed Mustafa, hüküm itdi Kaftan Kafa, Dünye kime kıldı vefâ, aldanuban kalanı gör. Aldanma mala davara, kulluk eyle Hakk’a yara, Sevi-yile bile vara, bâkî yoldaş olanı gör. Yûnus bu sözleri çatar, halka maarifet satar, Kendüsi ne kadar dutar, söyledüği yalanı gör. Macar Corc, azat olup Avrupa'ya döndükten yirmi yıl sonra kaleme aldığı eserine işte bu şiiri gotik harflerle Türkçe olarak kaydetmiş. Diğeri ve dilbilim bazında detaylar için, ilgilisi aşağıdaki Talat Tekin makalesine bakabilir. dergipark.org.tr/tr/download/art...
·1 alıntı·
216 görüntüleme
arşiv okurunun profil resmi
:D Talat Tekin Türk dili, edebiyatı, tarihi ve kültürünün yüz akıdır. (Bence.)
Mehmet Emin Alperen Kılıç okurunun profil resmi
Fuat Köprülü'ye vurmak bir gelenek halini almış. Vuranların tümü yüz karası olaydı, yerli akademide ak yüzlü vatandaş kalmazdı :D.
4 sonraki yanıtı göster
Mehmet Emin Alperen Kılıç okurunun profil resmi
Bir öğrencisi de Fuat Köprülü'ye vurmasın arkadaş...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.