“Anneye, çocuklarının neye ihtiyaçları olduğunun bilgisi bağışlanmadı. Varlıklı bey de gereksiniminin ne olduğunu bilmiyordu. Kimselere, karanlık çöktüğünde, çizme mi, cesedine giydirilecek terliklere mi gereksinimi olduğu açıklanmadı. O günahsız yavrular sağ kaldıysa, annelerinin özeni sonucu değil, onları hiç tanımamasına karşın, merhamet edip sevgi besleyen bir kadın var diyeydi; insanların tümü kendilerini nasıl rahat ettireceklerini düşünerek değil, insanlara verdikleri sevgiyle var kalırlar.
Daha önceleri, Tanrı’nın insana hayattan tat alması için arzular bağışladığını biliyordum; bugünse anladığım şu ki gerçek, bunları kat kat aşıyor.
Biliyorum ki Tanrı, kullarının ayrı ayrı değil, beraberce yaşamalarını istiyor; bu yüzden her birine kendi gereksinimlerini değil, hepsi için gerekenleri esinliyor.
Biliyorum ki insanlar sadece kendilerini düşünerek var kalıyor gibi görünseler de aslında onlara hayat veren tek şey ‘sevgi’dir. Seven Tanrı’ya; Tanrı, sevene yaklaşır. Sevgiyi var eden sadece O’dur çünkü.”