Soytarı Çiçekleri, İnsanlığımı Yitirirken'in de ana karakteri Yozo'nun sevgilisiyle çifte intihar girişiminden sonra hastanede geçirdiği 4 günü konu alıyor. Ancak bu 4 gün öylece anlatılmıyor.
Yazar daha önce okuduğum kitaplarından daha farklı bir tarzda yazmış. Sık sık araya girip yazdıkları hakkındaki düşüncelerinden, kendinden vs. bahsetmiş. Bu kısacık kitabı bu kadar etkileyici kılan ve asıl özel yapan şeyler de bunlar. Dazai ile sohbet ederek, tartışarak okumuş gibiyim.
Yazarın hemen her kitabında olduğu gibi Soytarı Çiçekleri'nde de otobiyografik ögeler bulunuyor.
Soytarı Çiçekleri okunmadan önce Dazai'nin kitaplarından birkaç tane okumasını tavsiye ederim. Önerdiğim kitaplar:
Öğrenci Kız
İnsanlığımı Yitirirken
Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler
Dediğim gibi, bu kitapta yazarın dili çok farklı. Bu yüzden yazarın diğer kitaplarına karşı ön yargı oluşmasını istemem. Ayrıca kitapları daha iyi anlamak için kesinlikle yazarın hayatı hakkında araştırma yapılmalı.
Ve bence bu kitabı okumadan önce İnsanlığımı Yitirirken okunmalı. Ayrıca Soytarı Çiçekleri, Osamu Dazai'nin 2. intihar girişiminden sonra, bu kitaba da konu olan çifte intiharından sonra, yayımlıyor ve İnsanlığımı Yitirirken'in ana karakteri Yozo Oba'yla ilgili kaleme aldığı ilk eser.
Beni en çok etkileyen kısımlar ise;
• İthaki Yayınlarının kitabında, sayfa 31'de yazar neden roman yazdığını soruyor kendisine:
"Ben neden roman yazıyorum acaba? Beni sıkan bu konuyu söyleyiver- dim işte. Yapacak bir şey yok. Derin bir anlamı varmış gibi görünmesinden hiç hazzetmesem de şimdilik tek kelimelik bir cevapla yetinelim.
İntikam."
• s. 27: "Yapmacık sözlerinin arasında bazen insanı hayrete düşürecek derecede dürüst bir tını hissedilir. İşte bu dikkatsizce ağızdan kaçan laflar gerçekleri içinde barındıran.
Mesela az önce Yozo, 'Her şey olabilir,' diye mırıldandı. Dikkatsizce ağzından dökülen bu sözler, onun içindeki esas duyguları olmasın?"
• s. 33: "Ben artık daha fazla konuşmayacağım. Ne kadar laf edersem edeyim, sonuçta hiçbir şey anlam ifade etmiyor."
• s. 65: "Gönlümün ta derinlerinden başlayarak soytarının biriyim ben. İşte bu saflığın içinde birazcık nefes alıp dinlenebiliyorum. Of, artık hiçbir şey umurumda değil. Beni rahat bırakın! Zirvesini gördüğüm soytarılık yaşantım artık burada son bulmuş gibi duruyor. Hem de rezil, çirkin ve pis bir şekilde solmuş."
• s. 22: "Yok, bekleyin bir dakika lütfen! Eğer böylesine bir başa- rısızlığa uğrarsam diye önden hazırladığım sözler var.
Güzel duygular berbat edebî eserler ortaya çıkarır.
Başka bir deyişle, bu denli kendimden geçmemin sebebi, yüreğimin o denli şeytani unsurlar barındırmamasıdır. Vay! Bu sözü düşünüp bulan adama ne mutlu! Nasıl değerli bir laf bu! Ne var ki bir yazar, bu sözü yaşamı boyunca yalnızca bir tek kez kullanabilir. Öyle diyorlar. Bir sefer söyleyince alımlı gelirmiş. Şayet iki üç kez tekrarlayayım deyip bu lafın ardına gizlenirsen muhtemelen acınacak hâle düşermişsin."
Kitabın ismindeki "soytarı" kelimesini ilk gördüğümde Yozo ile ilgili olabileceğini tahmin etmiştim; öyle de çıktı.
Kitabın ismindeki "soytarı" kelimesini ilk gördüğümde Yozo ile ilgili olabileceğini tahmin etmiştim; öyle de çıktı.
Sonra... sonrası yok, sadece bu kadar. (
Soytarı Çiçekleri s. 77)
··
2 artı 1'leme
·108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.