Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aristoteles'in bir tür ermiş mertebesine varmasından önce kimsenin ona karşı çıkacak zeka ve büyüklüğü gösterememiş olması büyük talihsizlikti. Ortaçağda onun yazdıkları manastırlar, kilise okulları ve üniversitelerde hiç sorgulanmadan öğretiliyordu. İleri sürdüğü teoriler Hıristiyanlığın birer dogması haline geldi ve onlara karşı çıkan herkes sanki Tanrı'yı sorguluyormuş gibi cezalandırıldı. Böylece Aristoteles'in astronomi ve fizik alanlarındaki yanlış ve kanıtlanmamış fikirleri korunmuş oldu; Galileo'nun yaşadığı dönemde, ünlü filozofun ölümünden yaklaşık on dokuz yüzyıl sonra bunlar hâlâ öğretilmekteydi. Bu uzun süre içinde kilise, Aristoteles yasalarını kabul etmekten hiç şaşmadı. Ayrıca, bütün okullar kilisenin denetimi altında olduğundan, Aristoteles'in teorileri bilginlerce de kabul edilmekte ve bütün Avrupa'da öğretilmekteydi. Az sayıda birkaç bilimci, Yunanlı filozofun gezegen hareketleri konusundaki teorilerinin yanlış olduğunu deney yoluyla göstermiş, hatta bazıları Aristoteles ile çelişen kitaplar bile yazmıştı. Ancak, Galileo'nun yaşadığı döneme kadar Aristoteles teorilerine karşı gelen çoğu kişide, Galileo'da bulunan birşey eksikti: Düşüncelerinin doğruluğu uğruna savaşmayı göze alma kararlılığı.
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.