Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Platon'un ahlakı en yüksek iyiye ulaşma çabası üzerine şekillenmiştir. Çünkü en yüksek iyi mutluluğun (eudaimōnia) kendisidir ve insanın tüm yaşam çabası mutlu olmaya yöneliktir. İnsanın mutlu olmasının anlamı, zihinsel istek ve eğilimlerinin tam olarak karşılanması, yani zihinsel doygunluğudur. Aslında bu anlamdaki bir doygunluk tüm Yunan ahlak anlayışının özüdür. Platon'da bu gelenek içinde yetişmiş bir filozof olarak her şeyden önce insanı en yüce iyiye götürecek, yani insanın ruhunu doygunluğa ulaştırıp ona mutluluğu tattıracak yolları araştırmıştır. Tıpkı Sokrates gibi o da insanın tüm davranışlarını bu mutlu sona ulaşmayı hedefleyecek şekilde ayarlamak gerektiğinin üzerinde durmuştur. Ona göre mutluluk, yani "iyi olma hali" herkesin isteyeceği bir şeydir, bu anlamda insanın yaşamdaki en anlamlı çabasıdır. Ama bu çabalamada en önemli konu, iyinin nerede bulunacağını görmektir. Platon için İyi'nin idealar dünyasının en üst katmanında yer aldığını belirttik. O zaman bu en üst katmana ulaşmak için her şeyden önce insanın kendi içine çekilmesi, ruhuna bakması ve daha önce temaşa ettiği İyi'yi orada görüp tanıması gerekir. Bu da tefekkürün ta kendisidir. Böyle bir tefekkürse ancak madde âleminden kopmakla mümkün olabilir. Öte yandan insanı bu çabaya teşvik edici olansa maddi âlemde, yani duyular âleminde gördüğü güzelliklerdir. Çünkü insan bu güzellikleri görmeli ki, ruhu onların ardındaki güzellik kavramına (kalon) ulaşmak için kıpırdanmaya başlayabilsin. O halde Platon için en yüksek iyiye ulaşmada madde âleminden ayrılmak ne kadar önemliyse, bu âlemdeki güzellikleri seyretmiş olmak da o kadar önemlidir. Ne var ki madde âleminde, idealar dünyasında bulunmayan eksiklikler ya da kötülükler de mevcuttur. Kötülük, iyinin karşıtı olarak salt madde âleminde her zaman bulunan bir durumdur ve insan istese de istemese de madde âleminde hüküm süren kötülüğü tümüyle ortadan kaldıramaz; oysa idealar âleminde kötülüğün bir ideası yoktur, çünkü o âlemde eksiklik diye bir şey söz konusu değildir. Öyleyse insan elinden geldiğince erdemini (aretē) ve sağduyusunu (phronēsis) devreye sokarak yaşadığı dünyada iyiyi kötüden ayırt etmeyi bilmeli ve her türlü kötülükten uzak darabilmeyi başarmalıdır.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.