Daha önce yazarımızın kitaplarını okuyanlar bilirler, bilinçaltımızda doğru kabul ettiğimiz kavramları,değer yargılarımızı,kavram kargaşamızı ve bir çok şeylerin neden sonuç ilişkilerini felsefi yönde bizi sorgulamaya itmişti. Yazarımız tüm yazdıklarının ardından kendine sorduğu şimdi ne yapmalıyım sorusunun ardından "nasıl yaşanmalı?" ,"hakikat nedir?" sorusuna karşı bizleri de ortak ederek bakalım "ödevimiz" neymiş? Sorusuna yanıt arıyoruz.
Anne karnında başlayan ve ölüm zamanı arasındaki hayatımızda bizim ödevimiz neydi,kendi seçtiğimiz hayatlarmı yaşıyoruz, yoksa bize verilen rollerimi oynuyoruz sahi neydi bizim ödevimiz?
Hayat denen döngünün içersinde ben bu döngünün neresindeyim diye her okur kendini sorgulayacak,bir anlamda belki bize biçilen hayatları değil kendi hayatımıza sahip çıkmaya talip olacağız...
Keşke daha çok sorgulayan,sorgulatan bireyler olarak mantık süzgecinden geçirdiğimiz hayatlarımızın olumsuzluklarını süzgecin üstünde tortularını bırakarak daha özgürce düşünen bireyler olarak yol alabilsek.