Bir absürd tiyatro eseri olmanın çok ötesinde olan bir yirminci yüzyıl oyunu. Asırlar boyu vahşeti ve kıyımı "öteki" dünyada görmüş, tanımlamış ve yaşatmış olan "medeni" insan, geride kalan yüzyılın ilk yarısında bugüne kadar yaşanmamış büyüklükte bir kıyımın sorumlusu olmuştur. Bu sebepten ötürü, hep sözde uzaklarda bir yerlerde olan gayri medeni dünyanın varlığı iki Dünya Savaşı'yla beraber medeni dünyada da görünürlük kazanmıştır. Böylece var olan dünyayı algılama biçimleri artık mevcut dünyayı tanımlama konusunda yeterli olmayacaktı ve bu yüzden Samuel Beckett ve Eugène Ionesco gibi bazı oyun yazarları absürd olan dünyanın temsilini edebiyata yansıtmıştır. Bu yüzden, bu eser hep sanki uzaklarda olan ama çoğunlukla aramızda düşünmediğimiz gergedanların bir temsilini sunmuştur okura ve seyirciye. Ayrıca, eser izole olan bireyin bir topluluğa ait olma ihtiyacını ve böylece toplumsal alandaki varlığını kabul ettirmek için kendi benliğine sırt çevirmesini görmek açısından da çok çarpıcıdır. Bir karakter dışında herkes "sağduyulu" davranacaktır ve sağduyu kavramının irdelenmesi de böylece okur için şart olacaktır. Fırsatı olanlar için iyi seyirler, benim gibi okuyacaklar içinse iyi okumalar dilerim...