Güvercinciler 'i yazarken, MS 66–73 yılları arasında yaşanan Birinci Yahudi-Roma Savaşı'ndan ilham almış. Ayrıca Masada'da ve Galler'de bulunan kazı alanları ve müzelerde keşifler yapmış. Orada gördüğü arkeolojik kalıntılar, tılsımlar ve parşömenleri de romana eklemiş.
Güvercinciler , Kudüs'ün düşüşü sırasında hayatları kesişen dört kadının hikayesini konu alıyor. Anlatımı inanılmaz.
Alice Hoffman 'ın kalemi çok güçlü, sizi adeta uçsuz bucaksız bir çöle ışınlıyor. Kadınların yürek acısını, ölümün karşısındaki çaresizliklerini, direnişlerini yakıcı bir şekilde hissediyorsunuz. Acı bir yerlerde öyle derinleşiyor ki sanki güçlü bir fırtınada savrulan kum taneleri gibi yüzünüze çarpıyor. Sonrasında ise karakterlerin intikamlarıyla soğuyan bir gecede yıldızlarla süslenen bir gökyüzü gibi... Her şey gitgide sakinleşiyor ve bir süreliğine kayboluyor...
Kitabın sonunda yazarın
Güvercinciler ile ilgili şöyle bir notu yer alıyor. "Hayatta bir kez, bir kitap bir yazara beklenmedik bir hediye olarak gelir."
Sanırım bir okur için de öyle...