Selver Selin yorumladı.
Doğa bize birbirimizi yiyip bitirmemizi öğretir ve toplumsal durumun düzelttiği ya da sakladığı tüm suçlar, ahlaksızlıklar için örnek teşkil eder. Erdemi sevmek lazım ama bunu, sadece insanların birlikte rahat yaşayabilmek amacıyla uydurdukları basit bir çare olduğu için yapmamız gerektiğini de akılda tutmak iyi olur. Ahlak dediğimiz olgu aslında şudur: zıt güçlerin savaş, kıyım, körebe oyunu olan evrensel düzene karşı, ırkdaşlarımızın umutsuz bir teşebbüsü. Her şey, kendi kendine imha anlamına geliyor ve üzerine daha çok düşündükçe evrenin öfkeden deliye döndüğüne daha çok ikna oluyorum. Tanrı'yı doğanın yaratıcısı ve evrenin mimarı olarak sunan ilahiyatçılar ile filozoflar, yine aynı Tanrı'yı bize mantıksız ve kötü bir varlıkmış gibi yansıtıyorlar. Tanrı'dan korktukları için merhametli olduğunu söylüyorlar ama gaddar davrandığını kabullenmek mecburiyetinde de kalıyorlar. Ona, insanoğlunda bile nadir rastlanır bir kötülük atfediyorlar. Bu da Tanrı'yı dünyada tapınılası kılıyor zira sefil ırkımız, hiçbir şekilde korkmadığı adil ve iyiliksever tanrılara iman etmez ve lütfettikleri nimetler için şükran duymaz. Araf ve cehennem olmasaydı, o iyi Tanrı'nın zavallı bir efendiden farkı kalmazdı.
Sayfa 69 - KapraKitabı okudu
·
819 görüntüleme
Öne Çıkan Yorum
-Hakikat ile hatayı birbirinden ayıracak değilsiniz. Onun ayrımı insanların zayıf düşünceleri için imkansız bir iştir. Kalbinize göre hüküm vereceğiniz için aldanmak tehlikesiyle çok karşı karşıya kalacaksınız..-
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.