Alelade güzellik
5 yıl önce aldığım bu kitabı ya hiç okumadım ya da su gibi içiverdim ki kitabı okurken aklıma eskiden okuduğum hiçbir satır tanıdık gelmedi. Kutlu’nun kitapları o kadar hayatın içinden o kadar alelade ki bu sıradanlık onu büyütüyor. Kitaplarını okuduktan sonra kafalarda olan “Ee, ne okudum ben; bu kitap ne anlattı?” sorusu bu kitapta da bize eşlik ediyor aslında. Kitabı inceleyen birçok kimse kitabın farklı hikayelerden oluşturulduğunu anlatıyorlar. Bana göre ise ben kitabı okurken hep tek bir hikaye okuyormuşum gibi geldi. Şunu da belirtmek isterim ki ben kitaba bu bakış açısıyla- yani kitabın tek bir hikayeden oluştuğu varsayımıyla- başladım. Kitabın yapılandırılması hakkındaki görüşlerimden sonra içeriğe geçelim.
Kitapta okuduğumuz durum bir “Efendi”nin var olduğu, bu vazifeyi kâh devrettiği kâh insanları hidayete erdirme yolunda gayret ettiğini okuyoruz. Kitabın farklı başlıklarında farklı bakış açılarından, farklı kesimden insanlardan “Efendi”yi okuyoruz.
Kutlu’nun diğer pek çok eserinde gördüğümüz tasavvufi tema bu kitabın ana hattı. Lakin modernist bir şekilde, popülerite için kaleme alınan derviş-şeyh-mürit üçlemesinin dışında bir eser. Sır-adan olan bir adam da sırra kadem basan bir efendi olabilir mesela.-Bu kısımda fazla malumat vererek kitabın içeriğine girmek istemiyorum.-
Elbette sanatın icra edildiği her mecrada olduğu gibi edebiyat aleminde de herhangi bir eserden kendimizce ulvi manalar çıkarmak çok olasıdır. Sır kitabında ise olayların durum öyküsü anlatımıyla verilmesi yazarın özellikle bizden, kendimizden öyküyü tamamlamamızı istemesinden kaynaklanıyor olabilir. Nitekim Kutlu’nun pek çok eserinde elle tutulur bir sonuçla kapatamıyoruz kitabı. Çeşme akıyor, kabın kadar istifade…(Yazdığım her yazının da arkasında değilimdir, bu dediğim düşünüşün üstüne de düşmek lazım.)
Kitaba dair son sözlerim, şu şekilde olsun; Kutlu’dan bir kaç eser okudu isen bunu da okuyuver (su gibi akıyor). Yok okumadı ve okuyacağın ilk eser olacak ise tavsiyem başka hikaye kitaplarının ardına bu eseri okumandır. (“ 
Nur ” kitabını belki.) Kutlu büyük bir abimiz, görür isek bir 50 yıl sonrasını; ders kitaplarında Peyami Safa kadar yer kaplar fikrimce. (Tabii, bu da bir kıstas mı orası ayrı dava.)
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.