Karanlığını sevebilir misin?Işığı Arayanların Karanlık Yanı sıradan bir kişisel gelişim kitabı değildir. Sizi allayıp pullayıp, narsizminizi besleyip, kendinizi iyi hissettirecek bir kitap değil. Ağlanmayı sızlanmayı bırakıp, elinizi taşın altına koymaya gönüllü iseniz, hayatınızın tüm sorumluluğunu üstlenmeye niyetliyseniz okuyabilirsiniz.
Kitap Jung'un gölge arketipi ilham alınarak şekillenmiş. Jung bize " gölge" terimini kişiliğimizin korku, cehalet, utanç ya da sevgiden yoksunluk yüzünden reddedilmiş o yanlarını ifade etmek için sunmuştu. İtici bulduğumuz, nefret ettiğimiz, bizi tiksindiren ne varsa, bizim de içimizde bulundurduğumuz gerçeğini kabul etmek ne kadar zor. Ne yani ben katil miyim, sübyancı mıyım, sapkın ya da tecavüzcü müyüm diye sorabilir şiddetle reddedebiliriz. Yazar diyor ki bunları sergileyen insanın yaşam koşulları altında olsaydım, o bilinç düzeyinde olsaydım, onun hikayesi benim hikayem olsaydı ben de öyle olabilir miydim? Bu asla bir davranışı onaylamak, doğru olduğunu kabullenmek değildir, polyannacılık değildir, olanı olduğu gibi herhangi bir yargı taşımadan değerlendirmektir. Böylece hayattaki her şeyi ve herkesi yargılayan iç sesimizi susturabiliriz.
Gölge çalışmasını yapınca elime ne geçecek derseniz, kalbinizi gerçekten açabilir ve içinizdeki şeytanla barışabilirsiniz. Korkularınızı ve zayıflıklarınızı kucaklayıp, toplumsal maskenizi, dünyaya gösterdiğiniz yüzünüzü, bütün etiketleri ve kimlikleri bir kenara bırakarak, sahici, bütün bir benlik inşa edebilirsiniz. İşte o zaman her şeyde ve herkeste Tanrısallığı görebilir, insanlığı şefkatle kucaklayabilirsiniz.
Hiçbirimiz karanlığımızı inkar ederek ışığı bulamayız. Hepimiz birbirimize görünmez halkalarla bağlıyız. Gerçek bir aydınlanma, özgürlük, mutluluk, huzur, yaratıcılık, bilgelik ve güce erişebilmek için hepimiz tek tek kendi üzerimizde çalışmalıyız. İşte o zaman bir'lik olma halini, yargılardan, mükemmellikten uzak ama insan olma halimizi hatırlayacağız.