POM #kitapyorumu “Bir akşamlığına bu mutfağı yönetmenin, beni boşamak kadar sıkıcı bir aktivite olduğunu sanmıyorum.” ... "Karmakarışık bir ifadeyle bana baktın. Şaşkınlık? Değil. Öfke? Tam sayılmaz. Bıkkınlık? Beklenebilir, yine de kuşkulu. Geliyorum deyip sözünü tutan bir kazanın enkazıymışım gibi bana bakıyordun. Belki de en doğru tanımı buydu. Kurye değil, enkazdım. Sana poşet poşet harabe taşıyordum, belki el atardın ve kurtarırdık." Sarp Kuzgun, ünlü bir şef, avukatı olarak karşısına yıllar sonra unutamadığı aşkı Çağla çıkıyor. Onları bir araya getiren ise Çağla'nın sevgilisi Ahmet. Seneler önce yolları neden ayrıldı ve şimdi ki süreçte onları neler bekliyor kitapta sizleri bekliyor. Yazardan okuduğum üçüncü kitap oldu Pom. Kalemiyle Ama Gitme, Lavinia serisiyle tanışmıştım. Pom, iki inatçı ruhun aşkla pişmiş hikayesini ele alıyor. Geçmişten günümüze uzanıyor. Ama öyle her zaman okuduğumuz türden bir roman beklemeyin. Karakter sizle konuşuyor gibi. Bir nevi içini döküyor, bir aşık olarak neler hissediyor acısıyla tatlısıyla her haliyle mektup okuyormuş hissi yaratıyor. Daha önce bu tarzda hiç okumadığım için başta garipsemiştim tam odaklanamadım bu yüzden. Ama sayfalarda ilerledikçe de başka bir tat verdiğini farkettim. Ama Gitme, Lavinia serisinde de şiirsel bir üslubu vardı hoşuma gitmişti. Tek fark o serisi roman tadındaydı. Ve hikayemiz şefimizin dilinden erkek karakterin ağzından anlatılıyor. Bu en sevdiğim detaylardan oldu. Hele de tüm hislerini detaylıca öğrenmek ayrı güzeldi. Baskının kenar boyamasına bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Kalem ve çatal çarpışması. İçeriği ancak bu kadar uyabilirdi. Bu tür hikayeleri anlatımı seviyorsanız siz de bir şans verebilirsiniz.

Pom!Elif Öner · Artemis Yayınları · 202337 okunma

·

180 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arzu