Arzu

"Sen..." dedi en sonunda. "Gerçekten büyüsün, Gökçen." Güldüm. "O niyeymiş?" Yine içli içli baktı gözlerime. "Tek bir bakışınla bana yaptıramayacağın hiçbir şey yok. Bu büyü değil de ne?" Tebessüm edip nazikçe tek elimle okşadım yanağını. Kendisine Sultan Süleyman'ın methiyelerinden biriyle cevap vermekten başka seçeneğim yoktu. "Büyücü memnun." Hemen ekledi: "Büyülenen memnun."
Sayfa 211
Reklam
"Bu gözler bir sana böyle mavi. Gökçen kızın kalbi bir sana böyle deli."
352 syf.
8/10 puan verdi
CELLAT & KARAKUŞ #kitapyorumu "Gözlerinin gururla parladığını görmek için ona karşı bir kez daha kaybederdim. Belki birden fazla..." Beklenmedik şekilde karşılaşan iki seri katil. Küre Dokuyucu namı diğer Karakuş Sloane yaptığı son avda kendisini bir anda kafeste buluyor ve aynı gün de yolu diğer seri katilimiz Cellat Rowan ile
Cellat ve Karakuş
Cellat ve KarakuşBrynne Weaver · Juno Kitap · 202425 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
383 syf.
8/10 puan verdi
Ay Çarpması
Ay ÇarpmasıSezen Aksın
7/10 · 138 okunma
Reklam
"'Peki bu koltuk değneği hırsızı aşağılık kim?" "O Rowan," dedi Sloane tekrar eliyle beni işaret ederken Rose sanki bu yeterli bilgi değilmiş gibi gözlerini kıstı. "O benim ark... erkek. Adam. Erkek-adam. Ben... benimle. Burada.'' Rose'un yüzü buruşurken alaycı bir kahkaha attım. "Erkek-adam,'' diye tekrarladım. "'Cidden mükemmel açıklama, Karakuş. " "Kapa çeneni,'' diye tısladı Sloane ve Fionn'un kardeşim olduğu detayını paylaşıp paylaşmayacağından emin olamıyormuş gibi omzunun üzerinden bana baktı. Cevap olarak kaşlarımı kaldırdım ve dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırdım. ''Ben bıçaklanmadan önce biraz yardım etsen?" Başımı iki yana salladım. "Erkek-adam ondan talep edildiği gibi çenesini kapıyor."
"Sloane," dedi gözleri dudaklarıma âdeta lehimlenmişti Bu sefer ismim dudaklarında kurtuluş ve ıstırap dolu bir fısıltıydı. Rowan sertçe yutkundu. "Seni kaybedemem." "O zaman beni öpsen iyi olur," diye fısıldadım. Rowan'ın gözleri benimkileri buldu. Elleri yanaklarımı ısıttı. Aramızda bir nefeslik mesafe vardı ve dudakları benimkilere dokunduğu an her şeyin değişeceğini biliyordum. Ve haklıydım da. Her şey bir öpücükle değişti.
"Çok sis var, kaybolmadan gel," dedi alayla gülümseyerek. Yer yön duygumla mı dalga geçmişti az önce? Huysuz bir ifadeyle dik dik baktım. "Kaybolmam korkma. Bulurum seni bir şekilde." Kafasını salladı. "Bul beni bir şekilde." Gitsin diye gülümsedim. Derin bir nefes aldı ve bana arkasını dönüp verandaya indi yavaş adımlarla. Onu izlerken bu cümlenin bu gece bu kadar vurucu olduğunu düşünmemiştim.
"Saçların boya mı?" Dudakları usulca kıvrılırken hafiften güldüğünü işittim. "Bunu benim sormam gerekmez mi?" "Ben doğuştan böyleyim," dedim ama sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Geceyi uyandırmak istemiyordum sanki. "Ben de öyle." "Çok siyahlar ama. Gece gibi." "Seninkiler de açık hir kızıl. Gün doğumu gibi..." Burnuınu çcktirrı yine. "Neden batımı demedin?" "Her dediğimi eleştirecek misin sen böyle?" Gülümseyerek söylemişti bunu. "Yok. Genelde gün batımı akla ilk gelen olur. Ondan." "Güneşin doğsun istedim Lina," dedi gözlerimin içine bakarak. Sağ elini yüzüme uzattı ve yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına ittirdi. Farkında olmadan parmaklarının tersiyle yanağımı okşamıştı. "Sen karanlıktan hiç hoşlanmıyorsun."
1.007 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.