Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

354 syf.
·
Puan vermedi
·
46 günde okudu
Bazen küçük bir cümle kocaman bir kitabı okutur… Ziyanı yok!” diye düşünüyordu. Burada yıkılırsa elbette başka bir yerde yapılır. Belki başka diyarlarda, daha sakin bölgelerde, Allaha saygı gösteren insanlar vardır! Allah Drina’nın kıyısındaki bu mutsuz kasabayı terkettiyse bütün dünyayı, yeri, göğü de terk etmedi ya! Bu adamlar mahşere kadar böyle davranmayacaklardı ya!.. Ama kimbilir? (Ah yalnız... bir parça soluk alabilseydi) kimbilir? Belki de onu sonradan yutup harap etmek için her şeyi düzelten, tamir edip temizleyen ve mükemmelleştiren bu bozuk din... Allahın dünyasını da bir gün çöle çevirecekti... Saçma yapıları ve kanlı harabeleriyle onu... o anlaşılmaz iştihasını tatmin etmek ve açlığını doyurmak için kendine bir otlak yapacaktı! Her şey olabilirdi. Yalnız mümkün olmayan bir şey vardı. O da, dünyayı güzelleştirmek ve insanların daha güzel ve daha rahat bir yaşam sürmeleri için dayanıklı, ölümsüz anıtlar yaptıran büyük adamların dünyadan büsbütün yok olmasıydı. Eğer böyle bir şey olursa... Bu, Allahın sevgisi de dünyadan kalktı, yok oldu demekti. Hayır!.. Bu olamazdı. Bu düşünceler altında ezilen Hoca, gittikçe daha ağır, daha zor yürüyordu. Şimdi kasabada şarkı söyledikleri daha iyi duyuluyordu. Yalnız birazcık daha fazla soluk alabilse... ve yol bu kadar dik olmasa... evine kadar gidip divanına bir uzanabilse... ailesinden birini görüp sesini işitebilse!.. Evet istediği hepsi bu kadardı. Ama bu da imkânsızdı. Artık kalbinin vuruşlarıyla nefesi arasında bir denge sağlayamıyordu. Kalbi tamamen soluğunu tıkamıştı. Tıpkı bazan uykusunda olduğu gibi. Yalnız bu sefer selâmete çıkaran uyanış yoktu. Ağzını açtı, gözlerinin yuvalarından dışarı fırladığını hissetti. Boyuna uzayan yokuş... şimdi geliyor... geliyor... yüzüne yaklaşıyordu. Nihayet bu kuru ve sert yol, bütün görüş alanını kapladı. Sonra zifirî bir karanlık haline gelerek onu tamamen kavradı. Meydan’a çıkan yokuşta Ali Hoca uzanmış yatıyor, kısa titreyişlerle Allaha ruhunu teslim ediyordu. Drina Köprüsü kitabı bu cümlelerle son buluyordu tıpkı romanın karakteri Ali hoca’nın son nefesi gibi .. son nefesini verirken aklından geçen düşüncelerle kitapta son buluyordu. Andriç, Sokullu Mehmet Paşa’nın Bosna-Hersek’in doğusunda yer alan Vişegrad’da Mimar Sinan’a yaptırdığı Drina köprüsü çevresinde yaşayan bölge halkına ait Osmanlı tarihinden itibaren 300 yıllık zaman diliminde çok çeşitli panaromik hikayeler harmanı olarak dillendirilmiştir. Keyifli Okumalar…
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,6bin okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.