Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Rûm Suresi
7. Onlar, dünya hayatının (yalnız görünen) dış yüzünü bilirler (ona değer verirler). Fakat onlar âhiretten yana gafildirler. 8. (Onlar) kendi kendilerine hiç düşünmediler mi ki Allah; gökleri, yeri ve ikisinin arasında olan şeyleri (başka değil), ancak hak (bir nizam, ölçü ve gaye) ile muayyen bir vade için yaratmıştır. Böyle iken insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. 9. Yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? (Oysa) onlar, kendilerinden daha güçlü idiler. (Ekip dikmek, su ve maden çıkarmak için) toprağı sürmüş ve kazmışlar ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık deliller getirmişti. Allah, onlara asla zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. DİPNOT Allah’a hizmet ve itaati esas almayan her türlü medenî ve teknik ilerleme ve üstünlüklerin erdeme değil, zulme dönüştüğüne tarih şahit olmaktadır. 19. Ölüden diriyi, diriden ölüyü O çıkarır. Yeri, ölümünden sonra O diriltiyor. İşte tıpkı bunun gibi, siz de (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız. 20. Sizi (ilk önce) topraktan yaratması, O’nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir. Sonra da siz, çoğalıp (yeryüzüne) yayılmış insanlarsınız. 21. Kaynaş(ıp huzura kavuş)manız için size kendi (cinsi)nizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. 22. Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması da O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda, bilgili (kimse)ler için ibretler vardır. 23. Gece ve gündüz gerek uyumanız gerekse O’nun lütfundan (rızkınızı) aramanız,* O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için elbette ibretler vardır. DİPNOT * Âyet şöyle de ifade edilir: “Gecede uyumanız, gündüzde O’nun lütfundan (rızkınızı) aramanız...”.3 Yukarıdaki mânada, gece ve gündüzün hangisinde çalışılırsa diğerinde uyunacağı ifadesi vardır. 24. Size bir korku ve (yağmur) ümidi vermek için şimşeği göstermesi, gökten yağmur indirip onunla ölümünden sonra yeri diriltmesi de, O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda akıl erdirecek bir toplum için elbette ibretler vardır. 25. Göğün ve yerin O’nun emriyle (bu şekilde) durması, O’nun (kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yattığınız yerden çağırdığı zaman hemen (kabirlerinizden) çıkacaksınız. 26. Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur. Hepsi O’na boyun eğmektedirler. 27. (Mahlûkâtı) ilkin yaratan, (öldükten) sonra onu (mahşer günü aynen yaratmayı) tekrar edecek olan O’dur. Bu, O’na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfat(lar) O’nundur. O, mutlak galiptir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir. 41. İnsanların bizzat kendilerinin kazandıkları (günahlar ve cehaletleri)* yüzünden, karada ve denizde fesat (maddî mânevî bozulmalar, afet ve felaketler) çıktı (çıkar da). Bu ise yaptıklarının bir kısmını(n cezasını Allah’ın dünyada) onlara tattırması içindir. Olur ki onlar, (bu sayede kötü hallerinden) dönerler. DİPNOT * Yani şirk, ahlâksızlık, çeşitli nefsî hareketler, beşerî ihtiraslar, zimmete geçirme, ihtikâr, kaçakçılık ve benzerleri4 Diğer taraftan insanlar cahilliğinin ve egoistliğinin bir sevki olarak kimyasal maddelerin kullanımı, zehirli atıklar ve ormanların tahribi gibi şeylerle ozon tabakasının delinmesi, atmosferin ısınması, hava, su ve toprağın kirlenmesi gibi şeyler ortaya çıkmıştır. 42. De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın. Onların çoğu (Allah’a) ortak koşanlardan idi.” DİPNOT Bu âyetin tefsirinde, Elmalılı merhum şöyle der: “Onların ekserisi müşrikti. Onlar şirk koşmakla, yani Allah’ın hüküm ve hikmetlerine karşı (onları beğenmeyip) kendileri ahkâm koymaya kalkışmakla, Allah’ın emirlerini işlerine karıştırmamaya, Allah’tan kurtulmaya çalıştılarsa da çaresini bulamadılar. Sonunda ister istemez Allah’ın hükmüne boyun eğerek kahrolup gittiler.” 43. Geri çevrilmesi asla mümkün olmayan (ecel), Allah tarafından, bir gün erişmeden önce, yüzünü dosdoğru dine (İslâm’a) yönelt. O gün (kıyamette insanlar, cennet ve cehenneme gitmek üzere) bölük bölük ayrılırlar. 46. O’nun (kudretinin) delillerinden biri de rüzgarları (yağmurun) müjdecisi olarak göndermesidir ki size rahmeti (ile nimeti)nden tattırsın, gemiler emriyle ak(ıp git)sin, siz de O’nun lütfundan (rızık) arayasınız ve (verdiklerine) şükredesiniz. 48. Rüzgarları gönderen Allah’tır. Onlar, (yağmur yüklü) bir bulutu kaldırıp yürütür. Derken (Allah) gökte onu dilediği gibi yayar, parça parça eder. Sonuçta onun arasından yağmur tanelerinin çıktığını görürsün. Artık onu dilediği kullarına ulaştırınca, derhal onları bir sevinç alır. 50. İşte şimdi bak, Allah’ın rahmetinin eserlerine! Yeri, ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ki O, ölüleri de diriltecektir. O her şeye kâdirdir. 51. Andolsun ki sıcak, kavurucu bir rüzgar göndersek de o (ekinleri)ni sararmış görseler ondan sonra kesinlikle (Allah’a karşı) nankörlük etmeye başlarlar. 52. (Ey Resûlüm!) Bunun için sen, (kalpleri) ölülere (söz) dinletemezsin. Hele arkalarını dönüp giden sağırlara (hiç) duyuramazsın. 54. Sizi, zayıf (meni/sperma)dan yaratan, sonra diğer zayıflığın (cenin ve sıbyanlığın) ardından size kuvvet veren (geliştiren), sonra kuvvetin ardından (yeniden) size bir güçsüzlük ve ihtiyarlık veren Allah’tır. (O) dilediğini yaratır ve O, hakkıyla bilendir, kâdir-i mutlaktır. 60. (Resûlüm!) Sabret. Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. İnanmayanlar seni (sabırda) hafif görmesin(ler).
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.