Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yarının Adamı, bu geziler esnasında Avrupa ile Osmanlı arasındaki uçurumun farkına net şekilde varmıştı. Avrupada ileri seviyede yepyeni bir medeniyet bulunuyordu. Pek çok şehir gelişmiş ve büyümüştü. Sokaklar, caddeler ve yollar sonra derece nitelikli, şehirlerin sosyal hayatları olabildiğince canlıydı. Toplumun refah seviyesi yüksekti ve eğitimi ileriydi. Şam, Trablusgarp ve Rumelideki genel durumu gözleriyle gören Mustafa Kemal; İstanbul, Beyrut ve Selanik gibi istisnalar hariç Osmanlı şehirlerinin ve toplumunun ne kadar geride olduğunun acı şekilde fark etmişti. Osmanlıdaki en temel fark, halkın eğitimsizliğiydi. Dini kaide adı altında hurafe teşkil eden görüşler nedeniyle dünya işleri bırakılmış, sınırlar uygarlık araçlarına kapatılmıştı. Devlet, kara bir bağnazlık tarafından sarılmış; ulema ise işler bozuldukça akla uygun çözüm yolları aramak yerine kadere razı gelmek ve dine yönelmek gibi çözümler üretir olmuştu. Halk, yaşadığı yokluk ve fakirliğin başarısızlık değil bir tür imtihan olduğuna inandırılmış ve buna karşı çıkmanın “dünyaya değer vermek” gibi oldukça günah bir eylem olduğuna ikna edilmişti. Toplum dinini dahi öğrenmekten uzak kalmış, sözde din adamlarının hurafeler ve gerici düşüncelerle iç içe geçmiş öğretileri din adı altında zihinlere kazınmıştı.
Sayfa 115Kitabı okudu
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.