"Mahmut Esat Bey, senin farmasonluğa hücumlarının hiç ehemmiyeti yoktur. İstediğin kadar onu eleştir, istediğin kadar söyle, sen de kim oluyorsun?" diyorlar.
Kim olduğumu söyleyeyim: Ben, İzmirli Mahmut Esat'ım! Türkiye'de herhangi bir Türk oğluyum. Kordon'da hayatı alnının teriyle kazanan Türk işçisinin, yazın kızgın güneşi altında bu memleketin yiyeceğini, içeceğini hazırlayan aziz Türk çiftçisinin haklarına sahip bir Türküm... İşte bu kadar. Bu sıfatla farmasonluğa hücum ediyorum. Bu demokratlar memleketinde sade bir vatandaş olmaktan daha büyük bir kuvvet var mıdır? Başka ne istiyorlar?! Sıfatım da, varlığım da bundan ibarettir. Yoksa ilmi bir münakaşaya girişebilmek, bu memlekette söz sahibi olmak için farmasonların "Meşrıkı azamı", "Üstadı azamı" gibi yapmacık rütbe sahibi mi olmak lazım? Fakat bu rütbeler sade ve öz Türk vatandaşlığı yanında çok küçük şeylerdir. Amma pek çok küçük!..