...o ise bu hayattan nefes alır gibi kolaylıkla vazgeçmişti. O bir hiç olmayı seçmişti. Kız ona bağırmak istedi. Onun kaderi başından beri hiçlikten ibaretti. Asla bir seçeneği olmamıştı.
Bu düşünceyle içinde bir kıpırtı hissetti. Kendi yaşamının farkındalığıydı bu içinde dalgalanan: Başından beri inatla tutunduğu o kırılgan, gizemli bir şekilde değerli şeyin. Vazgeçmeyi ya da Chongba'nın bu seçeneği nasıl devam etmekten daha katlanılabilir bulduğunu hayal bile edemiyordu.
Bir hiç olmak, düşünebileceği en korkunç şeydi -açlık, acı ya da yaşamdan kaynaklanabi-lecek başka herhangi bir ıstırap korkusundan bile daha kötüydü.
Elini uzattı ve muskaya dokundu. Chongba bir hiç olmuştu. Eğer o benim kaderimi alıp öldüyse...
o zaman belki ben de onunkini alıp yaşayabilirim.