Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Tiranlık üzerine bir söylev
Bu kitabı
Sarah Bakewell
Sarah Bakewell
’in
Nasıl Yaşanır ya da Bir Soruda Montaigne'in Hayatı
Nasıl Yaşanır ya da Bir Soruda Montaigne'in Hayatı
adlı eserini okurken keşfettim. Kısa ama çok derinlikli bir eser.
Étienne de la Boétie
Étienne de la Boétie
bu eseri henüz 16-17 yaşında Orléans üniversitesinde hukuk öğrencisiyken yazmış. Öyle güzel atıflar var ki tarihi olay ve şahsiyetlere, hadi bunları tarih derslerinden bilirsin de, bu çıkarımları nasıl yaptın, bu zekice bağlantıları nasıl kurdun dedim hayretle.
Gönüllü Kulluk
Gönüllü Kulluk
hakikaten çağının ötesinde bir eser, siyaset bilimi alanında gerçek bir el kitabı. Tiranlık üzerine konuşmuş yazar. Tabi tiranın tarifini yapmaktan ziyade, tiranı gerçekte ayakta tutan güçten yani gönüllü kullardan bahsetmiş daha çok. Vurucu bir sözle olaya girmiş; “size savaşın demiyorum, sadece desteğinizi çekin.” “halk desteğini çektiğinde tiranlar da düşer.” Tabi gönüllü kulları koşulsuz şartsız suçlamıyor yazar. Köleliğin içine doğmuş, özgürlüğü hiç tatmamış insanlar onun için niye mücadele etsin diyor. Güneşi hiç görmemiş insanlardan aydınlığın savaşını vermelerini nasıl bekleyebiliriz?
Étienne de la Boétie
Étienne de la Boétie
’nin bahsettiği şüphesiz devlet yönetimindeki tiranlar. Fakat ben bu eseri biraz da birey özelinde yorumlamak istedim. Her insan sahip olduğu sosyal çevresi ile birlikte kendi içinde bir devlet gibidir. Ve her insanın kendi hayatında bir ya da bir kaç tiranı vardır, şayet kendini özgürleştiremediyse. Bu bir grup lideri olabilir, toksik bir sevgili, dediğim dedik anne-baba, zorba patron, baskıcı sosyal çevre… Birey kendini özgürleştiremiyorsa, yazarın da deyimi ile taşındığı boyunduruğun ağırlığını fark edemiyorsa, bu köleliği sürdürmeye mahkumdur. Fiziksel özgürlük, düşünsel özgürlükle başlar. Tabi ki özgürlüğe giden yok öncelikle tutsak olduğunu fark etmekten ve bunun bir yazgı olmadığını kabul etmekten geçer. Mevzuyu kitabın konusuna bağlayacak olursak; devletin içindeki tiranlardan kurtulmanın yolu onlardan desteğini çekmektir ve bunun da yolu öncelikle birey olarak kendini özgürleştirmek ve kendi tiranlarından kurtulmaktır. Nitekim Platon devleti düzeltmeye bireyden başlamamızı öğütler sık sık. Öyle ya; bir birey kendini bile özgürleştirememişse tiransız bir devletin hayalini nasıl kurabilir? Şunu söylemeliyim ki, kendi sosyal ortamında boyunduruktan kurtulabilen birey ruhunu ayağa diker ve önce kendisinin efendisi olur, kimse tarafından baskı altına alınamaz aklının ışığında yürür. Aklının ışığında yürüyen bireyin de toplumsal farkındalığı yüksek olur ve kendisini yönetenlere karşı nasıl tavır alması gerektiğini bilir. Benim kitaptan yaptığım çıkarım bu oldu. La Boetié çok güzel bir yol çizmiş ve ben bunu bireysel alanımıza indirgememiz gerektiğini savunuyorum. Saygılar La Boéthie. Düşünsel dünyamıza kattıkların için minnettarız.
Gönüllü Kulluk
Gönüllü KullukÉtienne de la Boétie · Chiviyazıları Yayınevi · 20161,055 okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.