Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Zamanımızın Köleliği ilk defa 1900'de Rusça'da daha sonra aynı yıl içerisinde, aynı zamanda Tolstoy' un yakın arkadaşı olan Aylmer Maude tarafından İngilizce(UK) 'de, çevirisi yapılıyor. Eser, Türkiye'de ise ilk basımını, Öteki Yayınevi tarafından 2016'da Yankı Yeniçeri'nin, İngilizce basımdan olan çevirisiyle yapıyor. Eserdeki her metin okuyucuyu adım adım sonuca götüren bir basamak işlevi görür. Kitabın temel düşüncesi Tolstoy' un deyimiyle, "şiddetin reddidir." Ona göre insanın insana uyguladığı şiddet kabul edilemezdir ve şiddeti bırakmayı dayatarak değil, insanların kendi iradeleriyle şiddete karşı olmalarıyla sağlayabiliriz. Bunun için ise kişi, bir başkasını şiddete karşı bir tavır sergilemeye ikna edebilmek(fakat aynı zamanda da şiddete başvurmadan) için mantığın ve iyi niyetin dışında herhangi bir araç kullanmamalıdır. Tolstoy Rus emekçilerin çalışma koşullarını ele alarak başlar. Ağır ve acımasız koşullar altında, yaşayabilmek adına çalışan bu köylü proleteryanın sefaletinin sebebi nedir? Toplumun her bir üyesi neden duyarsızdır bu duruma. Peki ya proleterya! Neden insan olduklarını unutup kendilerine muhtaç olan kapitalistlerin, kendilerine sağladıkları özgürsüz-lük içinde mahkum olmaya devam ederler? Nedir tüm bu "DİRENÇSİZLİK"? Böyledir çünkü insanlar tüm olanlardan yasa denilen(dayatılan) kurallar bütününü sorumlu tutar. Oysa yasalar insanların doğru ya da yanlış olarak düşündükleri davranış biçimlerine göre düzenlenmemiştir, yasalar avantajlı-varlıklı-hükmeden insanların, çıkarlarını teminata aldıkları bir kalkandır. Peki öyleyse üretim araçlarının toplumsallaştırılması gerektiğini çözüm olarak gören Sosyalizm ne yapar. Sosyalizm kendi içinde çelişkidir Tolstoy'a göre, çünkü o mevcut devlet yapısını eleştirirken Sosyalist Devlet ile birlikte işgücüne doğrudan katılım zorunluluğunu dayatacaktır. Yani Sosyalist Devlet yalnızca, mevcut köleliğin yerine onun bir başka türevini koymaya çalışıyordur. Ekonomistler, Sosyalistler görüşlerinde ısrarcıdırlar çünkü emekçinin ürününden kendileri de faydalanır ve Sosyalizm, üründen yalnızca hükmedenlerin değil tüm insanlığın faydalanması gerektiğini öğütleyen öğretidir. Fakat Tolstoy Sosyalizm'in de amacı olan toplumsal iş bölümünü, savunur, bir farkla ona göre bu zorbaca değil ancak insanların kendi iradeleriyle olabilir. İşçilerin durumunu geliştirmek için ne yapılabilir?, diye soruyor Tolstoy ve ardından yanıtlıyor, önce köleliğin günümüzde de devam ettiğini kabullenmemiz gerekiyor, bunun sebeplerini araştırıp onları yok etmemiz bu gelişim için vazgeçilmezdir. Zamanımızdaki bu kölelik; toprak, vergiler, ve mülkiyet hakkındaki üç grup kanun yüzündendir. Avantajlı insanların oluşturdukları kanunlar köleliğin sebebini oluşturur. Ve emekçiler, kendilerini yönetenlerin çıkarlarını korumak adına yapılan bu kanunlara uymadığı zaman, olan özgürlüğü de elinden alınır, şiddet görür yahut cinayete maruz kalır. Öyleyse bu kanun yapıcılar yani Devlet örgütlü şiddettir. Eğer devleti gerekli görüyorsak, kendimizi bir yasa yapıcıya, bizi ahlaksız davranışlar sergilemekten caydıran azman otoriteye, bir insan olarak kendini, bana üstün yeteneklerle donatılmış gören işgüzar yüce insana, tüm erdemli ve ahlaklı parçalarımızın ana kaynağı diktatör kurtarıcaya-devlete muhtacızdır. Oysa gelişen doğa bilimleri bunu kanıtlamıştır ki insan özü itibariyle bir potansiyeller bütünüdür. Ve Horney'in deyimiyle o bir meşe palamudu gibidir, uygun koşullar altında yetişip gelişir. Öyleyse toplumdaki şiddetin kaynağı devlet nasıl yok edilir? Şöyle diyor Tolstoy, "... devletleri yok etmenin yolu şiddet değildir ancak bu sahtekarlığın açığa çıkarılmasıdır…
Zamanımızın Köleliği
Zamanımızın KöleliğiLev Tolstoy · Öteki · 2016156 okunma
·
3 artı 1'leme
·
195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.