Yanık Buğdaylar eserini okuyunca yine kendimden geçmişim. Her sayfasını tez bitmemesi için zorla çevirdiğim bir kitaptır benim için.
Kitaba başlar başlamaz akıcılığına kapılarak, zamanın nasıl geçtiğini bile farkedemediğim anları olmuştur. Köy hayatını sevdiğim için
Yanık Buğdaylar kitabı her zaman ilgi odağımda olan bir eserdir.
Öncelikle geçmiş yıllarda okuduğum duygularla, şimdiki okuyup hissettiğim duyguları ele alınca aradaki farkı epey görmüş durumdayım.
Kitaba başlarken ilk konusu deprem olan yerlerini okurken yine aynı acıları, sıkıntarı, hüzünleri tek tek gözümün önüne getirirken gözyaşlarım bana danışmadan akan sayfaları bu sefer bambaşka bir acı his bıraktı hafızamda.
Enkaz altında "Allah rızası için yardım edin" çığlıklarına yetişmek için canla başla didinen köy adamlarından olan Sinan'ın can kurtarış sahnelerine şahit olacaksınız. Bu arada esnafları yağmalayan birkaç kişinin vicdansız hareketlerini göreceksiniz elbet. Geçmiş felaketimizde yaşadığımız gibi...
Acı ve elem verici çığlıklara yetişip kurtarmak için çırpınan Sinan, daha fazla çığlık seslerine dayanamayarak aklını oracıkta yitirip köy halkının dilinde "Deli Sinan" olarak çağrılacaktır artık.
Felaketten sonra yağmalamayla zengin olan birkaç kişi köye ahkam keserek; faiz, kumar, ve halkın mahsullerini ucuz yollu satın alarak köylüyü zor durumda bırakacak ve bu duruma razı göstermeyen Abdülkadir bey direnerek, yağmacılar olan "Eğilmezler" kabilesiyle kan davasına kadar varan bir acı sahnelere duçar kalacaktır.
Babadan oğula geçen kan davalarıyla devam eden bu acıklı romanın en güzel kısmı; Abdülkadir'in oğlu Dinçe'nin de hem babasını, hem ağabeyini kaybettiği ve elini küçük yaşta kana boğduğu yerlerden gidip, yaşı küçük olduğu için hapisten tez çıkarak bir hayır sever tarafından okutulup, köyüne "Öğretmen" olarak dönmesiydi.
Köye bambaşka bir huzur getiren Dikçe insanları haram olan işlerden alıkoymak, kan davalarına bir son vermek için köyün büyüklerini toplayarak, yanında kendi gibi gönüllü birkaç arkadaşıyla beraber köyün maddi ve manevi refaha ermesi için gece gündüz çalışmaktadır.
Çok şükür ki çabaları sonuçsuz kalmadı geçte olsa insanları kötü zihniyetle yaşamalarına mani oldu. Köy eski huzuru Dikçe'nin sayesinde buldukları için köyün nazarında pek kıymete değer görüldü.
Bitmek bilmeyen bu acının sona ermesi için vicdana gelen kan davalılarıyla barışan Dikçe köye hep örnek alınan, sözü dinlenen bir insan olmuştur.
Eser hakkında ne kadar açıklama yapsam azdır. Geri kalan meraklı kısımlarınıda siz değerli okuyucularımıza bırakarak, hem hüzün hemde sevin gözyaşları içinde okuyacağınız bir eser bırakıp sonlandırayım.
Dikkate değer bulup okuduğunuz için teşekkür ederim. Keyifli okumalar...
Yanık BuğdaylarAhmed Günbay Yıldız · Timaş Yayınları · 20183,801 okunma