Kitabı beğendim ve elbette tavsiye ediyorum.
Bu kadar çok karakterli, bu kadar uzun bir kurguyu inanılmaz başarılı yazmış. Yazara hayran olmamak elde değil. Kitap 1805-1820 arası Fransanın Rusyayla savaş yıllarını ve savaş ertesini konu ediniyor. Rusyanın panaromasını sunduğu gibi, insanın olumlu ve olumsuz her hâli, huyu suyu, meyilleri, savaşta ya da barışta, her şartta karşımıza çıkıyor. Çekişmeler, kaygılar, korkular, kibir, kıskançlık, rekabet, sorumluluk ya da sorumsuzluk... insanlığın her hâliyle, hayatın farklı sahnesinde tekraren yüzleşiyoruz. Bu anlamıyla gerçekten öğretici de bir kitaptı.
940 +934 sayfalık 2 cilt. Ama elinize alınca okutuyor kendini, bir sürü olay, bir sürü iç hesaplaşma, bir sürü insan manzarası derken akıp gidiyor. Sabretmeye ve okumaya değer. Ben "iyi ki okudum" diyorum, siz de keşkelerden iyi ki'lere doğru adımınızı atın.
( NOT: Ben kitabı Can yayınlarından, Zeki Baştımar-Nazım Hikmet Ran çevirisinden okudum. Can yayınları Fransızca kısımları direkt Fransızca almış ve dipnotta tercümeleri vermiş. Bu okumayı zorlaştırıyor, yayınevi tercihini bunu bilerek yaparsanız iyi olur.