Sezai Karakoç'un “efsane” şiiri, yıllarca dergi sayfalarından çıkarak elyazısıyla ya da fotokopiyle çoğaltılıp elden ele dolaştı. Şiir önce önce 1952’de Hisar'da, 1953’te Mülkiye'de ve 1956'da Büyük Doğu dergilerinde yayınlandı. Karakoç, 1989’da çıkardığı sekizinci şiir kitabı Alınyazısı Saati dahil olmak üzere bu şiiri hiçbir kitabına almadı. Önce "Monna Rosa" şiiri üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerden biri şiirde geçen Geyve ismiyle ilgiliydi. "Dünyada olmayan bir yer ismiyle” değiştirmek niyetindeydi bu ifadeyi. Bu arada şiir Hisar’da ilk defa yayınladığında “Malatya’nın güllleri”, ikinci kez Mülkiye'de yayınlandığında “Geyve’nin gülleri”, Büyük Doğu’da ise “Cennetin gülleri” olarak çıkmıştı. Bir gün yayınevinde Mustafa Kirenci’ye, “Gülce isminde bir yer var mı, nasıl bulabiliriz?” diye sordu. O da bürodaki ayrıntılı bir dizine sahip büyük atlasa bakıp Gülce diye bir yer olmadığını söyledi. Bunun üzerine Karakoç, “Tamam” dedi, “Geyve artık Gülce olsun.”