Gönderi

Mahremiyet sınır demektir. İnsanın insan kalabilmesi için bir sınıra ihtiyacı vardır. İnsan ancak kendisini koruyan bir kabuğun içinde olgunlaşabilir. Mahremiyetin zıddı olan şeffaflık, hukukta adaleti sağlayan ilkelerden biridir. Ama toplumsal ve bireysel hayatta şeffaflık, ahlaki bir benin oluşmasını engeller ve bir şiddete dönüşür. Bugün kişinin kendisini sergilemek zorunda kalmadığı, kendi başına kalabildiği bir mesafeden mahrumuz ve “mesafe”nin nasıl korunacağını bilmiyoruz. Byung-Chul Han’a göre mesafenin yok oluşu, şeffaflık ideolojisine geçit veriyor. Mesafe, utanma/haya/mahremiyet, sermayenin, enformasyonun, iletişimin hızı önünde bir engel olarak görülüyor. O yüzden de şeffaflığı güven ile irtibatlandıran bir ideoloji ile karşı karşıyayız. Bu ideoloji, şeffaflık ile güven arasında, sır ile de suç arasında bağlantı kuruyor.
Nazife Şişman
Nazife Şişman
perspektif.eu/2023/01/31/nazi...
·
1,049 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.