Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Deborah 16 yaşında süper zeka ama aynı zamanda ne yazık ki şizofreni teşhisi konulmuş bir hastadır. Ve bundan dolayı da hikayemiz akıl hastanesinde geçmektedir. Deborah korkularından ve endişelerinden kurtulmak için beyninin içinde yeni bir dünya yaratır kendisine. Fakat bu dünya da kurtuluştan çok bir çeşit hapishaneye dönüşmeye başlıyor. Orada kendisine ait bir dil kullanmakta. Orada tartıştığı, boyun eğdiği, kendisini cezalandırdığı yeni bir dünya yaratıyor. Ve hayali karakterler. O karakterler sürekli ona, "sen onlardan değilsin." diye fısıldadıkça Deborah etrafına duvarlar örmeye devam etmektedir. Bu duvarların da her ardına bakışından sonra bu karakterler tarafından cezalandırılmaktadır. Gerçek dünyayla, hayal dünyası arasındaki geçişler kitabın en çok dikkat edilmesi gereken kısım. Çünkü o sırada bahsettiği kişi gerçek kişi mi yoksa karakterimizin yarattığı birisi mi bunun ayrımını yapmak gerçekten de çok zor. Konuştuğu kişi gerçekten de oradaki başka bir hasta mı yoksa kendisinin yarattığı başka bir karakter olabilir mi diye ister istemez düşünüyorsunuz. Ve büyük ihtimalle kitabı yarım bırakanların çoğu bu ayrımı yapamadıkları için kitap, karışık ve anlamsız bir hâl almaya başladı onlar için. Kitabı bitirdiğim halde benim de bazı karakterlerle ilgili hâlâ şüphelerim var. Fakat bundan zevk almak da okuyucunun elinde. O merak ve bilinmezliğin kimisini sıktığı gibi kimisini de hikayenin içinde tuttuğunu düşünüyorum. Karakterimizin bu hale gelme sebeplerine baktığımızda, bebeklik döneminden, aile ilişkisine, çevrenin etkisinden eğitim sürecine kadar bir çok etken görüyoruz. Zekasının çevresindeki kişilerle uyuşmaması kendisini yalnız ve anlaşılmaz hissetmesinde büyük etken oluyor. Fakat en çok da karakterimizin yahudi oluşu, yahudi oluşundan dolayı gördüğü ırkçı tepkiler, Hitler ve o meşhur gaz odası hikayelerini görüyoruz. Hastalığın ilerlemesinin ise en büyük sebebi olarak, çocuklarındaki farklılığı sezinledikleri halde bunun üstüne gitmek yerine bunları yok sayan, kabullenmeyen, o koruyucu anne baba karakterlerini görüyoruz. Ki değil delirmesini, çocuklarının derslerde başarısız olduğunu bile kaç tane anne baba kabul ediyor ki? Kitabı okuyunca sürekli geçmiş, şimdiki zaman ve karakterimizin kendi yarattığı kalesinin içinde dönüp duracaksınız. kitabın en zevkli geçen yerleri karakterimizle doktoru (Fried) arasında geçen sohbetlerdir. Deborah'ın içindeki kurtulma arzusunu sezen doktorumuz onunla beraber bu savaşın içine dahil olur. Onunla beraber etrafındaki duvarları yıkmak ister. Ve bence Deborah'ın onunla iş birliği yapmasının, kalesinin kapılarını ona açmasının en büyük sebebi, doktorumuz ona dön bu dünyaya, korktuğun gibi çıkarsa istediğin zaman tekrardan kendi kalene dönebilirsin gibi bir seçenek sunması oluyor. Çünkü onun en büyük korkusu iyileşirse yani gerçek dünyaya dönerse ve dünya korktuğu gibi çıkarsa o zaman onu oradan kim kurtaracak? Izin verecekler mi tekrardan delirmesine? Kitabın sonunda karakterimiz verdiği savaşı kazanıyor ya da kaybediyor gibi bir şey söylemeyeceğim ki kitabın da adından anlaşıldığı gibi gerçek kurtuluş hangisi kim bilebilir ki? Kafasının içindeki duvarlardan kurtulduktan sonra dünyanın duvarlarına çarpmayacak mı? Kendisini akıllı sananlar gül bahçelerinde mi yaşıyorlar hep? Ve son bir soru; sizce o duvarların arkasına kitledikleri kişiler gerçekten de delirmiş kişiler mi yoksa dünyanın birer tımarhane olduğunu gördükleri için deli olmayı tercih etmiş kişiler mi? Yazarın da akıl hastalığını yaşadığını ve bu hikayenin kendi geçmişinden de izler taşıdığını bilerek okumanızın size ayrıca zevk vereceğini düşünüyorum. Son olarak, deliliğin sınırları yoktur. Delirmeden ölmeyin derim ben. Herkese keyifli okumalar.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 199214bin okunma
··
5 artı 1'leme
·
4.336 görüntüleme
Mustafa A. okurunun profil resmi
Eline sağlık çok güzel, tadında bir inceleme olmuş yine. Kitabı da en yakın zamanda okuyacağım. Bir de acaba doktorun adının Fried seçilmesi Freud'a gönderme mi? Eğer öyleyse okumayı daha öne çekebilirim?;)
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Hiç o şekilde düşünmemiştim ama incelemeye Freud gibi yazarlara hakim olan kişilerin okuyunca çok daha derine inebileceğini düşünüyorum diye yazacaktım ama unutmuşum 😂😂 şimdi sen söyleyince mantıklı geldi bana da ama o düşünceyle mi o isim konulmuş bilmiyorum.
2 sonraki yanıtı göster
Distopya okurunun profil resmi
"Dünyayı en iyi melenkolikler okur". demiş.
Lale Müldür
Lale Müldür
Kuzey Defterleri
Kuzey Defterleri
'nde .Bende ekleyerek şunu söylemek istiyorum :Onların hassas oluşu bu dünyayı yaşamı farklı yorumlatıyor sanıyoruz ya hani aslında olduğu gibi görenler onlar ve katlanamayıp deli damgası yiyen yine onlar.Bizler ise herşeyi biliyor görüyoruz o güne kadar direniyoruz ... Sanırım şizofreni filmlerini (zindan adası akıl oyunları) konuları ilgimi çektiğinden okuyacağım bu kitabı.Her zaman ki gibi keyifle okudum incelemenizi.😊(uzun tuttum biliyorum :) )🙏
Mustafa Kemal Baba
Mustafa Kemal Baba
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Ben de böyle düşündüğüm için o soruyu sordum zaten. Gerçeği görüp de buna katlanamayan kişiler kapatırlar kendilerini bu dünyaya. Beğenmenize çok sevindim 🤗 teşekkürler 📘😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.