Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Übermensch
Zerdüşt, ormanın eteklerinde bulunan en yakın kasabaya vardığında halkı, bir ip cambazını seyretmek için geldikleri pazar yerinde toplanmış buldu. Zerdüşt halka şöyle seslendi: “Ben size ‘İnsanüstü’nü öğretiyorum. İnsan, aşılması gereken bir şeydir. Onu yenmek için ne yaptınız? Şimdiye kadar bütün varlıklar kendilerinden üstün bir varlık yarattılar. Siz bu büyük yaratışın gerisinde mi kalacaksınız? İnsanı aşacağınız yerde hayvanlığa dönmeyi mi tercih edeceksiniz? İnsana göre maymun nedir? Gülünecek veya acı bir utanç verecek bir şey. İşte insan da ‘İnsanüstü’ne göre böyle olmalıdır. Gülünecek veya acı bir utanç verecek bir şey. Siz, solucandan insanlığa kadar yol aldınız ve içinizde birçok şey hâlâ solucandır. Bir zamanlar maymundunuz ve şimdi bile insan, her maymundan fazla maymundur. İçinizde en yetkininiz bile, yalnız bir ot ve hayal karışımıdır. Ben sizin hayalet veya ot mu olmanızı isteyeyim? Bakın size ‘İnsanüstü’nü öğretiyorum. ‘İnsanüstü’ dünyanın, yaşamın amacıdır. İradeniz demelidir ki: “‘İnsanüstü dünyanın, yaşamın amacı olmalı.” “Size yalvarıyorum kardeşlerim, dünyaya, yaşama sadık kalın ve size öbür dünya ümitlerinden bahsedenlere kanmayın. Bunlar bilerek veya bilmeyerek zehir saçanlardır. Bunlar, yaşamı aşağı görenlerdir, ölüm halinde olanlardır ve kendileri zehirlenmişlerdir. Yaşam, bunlardan usanmıştır. Bırakın gitsinler. Bir zamanlar tanrıya isyan, en büyük günahtı. Fakat tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahlar da öldü. Şimdi en korkunç şey, yaşama karşı günah işlemek ve ‘bilinmesi mümkün olmayanı’ yaşamın amacından üstün tutmaktır. Bir zamanlar ruh, bedeni aşağılardı ve o zaman bu küçümseme büyük bir beceriydi. Ruh; bedeni cılız, çirkin ve aç görmek isterdi ve böylece bedenden ve yaşamdan sıyrılmak isterdi. Ah, bu ruhun kendisi cılızdı, çirkindi ve açtı; işkence de bu ruhun şehvetiydi. Fakat kardeşlerim, siz söyleyin; bedeniniz ruhunuz hakkında ne diyor? Ruhunuz, fakirlikten, kirlilikten ve acınacak bir rahat düşkünlüğünden meydana gelmiş değil midir? Gerçekten, insan kirli bir nehirdir, kirli bir nehri kirlenmeden içine alabilmek için bir insanın deniz olması gerekir. Bakın, size ‘İnsanüstü’nü öğretiyorum. O, işte bu denizdir ki içinde büyük küçümsemeniz batabilir. Görüp geçirebileceğiniz şeylerin en büyüğü nedir? Bu büyük küçümsemenin zamanıdır. Mutluluğunuzun, aklınızın ve erdemlerinizin de size iğrenç geleceği zamandır. “Benim şansım nedir ki? O; fakirlik, kirlilik, acınacak bir rahat düşkünlüğü. Fakat yazgım varlığına sahip çıkmalıydı” diyeceğiniz zamandır. “Benim aklım nedir ki? O; bilgiye karşı bir aslanın yiyeceğine duyduğu şiddetli isteği duyuyor mu? O; fakirlik, kirlilik acınacak bir rahat düşkünlüğüdür.” diyeceğiniz zamandır. “Benim erdemim nedir ki? O, henüz beni çıldırtamadı. İyilik ve kötülüklerimden ne kadar bıktım. Bunların hepsi yoksunluk, kirlilik ve acınacak bir rahat düşkünlüğüdür.” diyeceğiniz zaman. “Benim adaletim ne ki? Alev ve kömür olduğumu görmüyorum. Oysaki adil olan, alev ve kömür olur.” diyeceğiniz zaman. “Benim acımam nedir ki? Acıma, insanları sevenin çakıldığı bir çarmıh değil midir? Oysaki benim acımam henüz bir çarmıha gerilmedi.” diyeceğiniz zaman. Böyle konuşuyor, böyle bağırıyor muydunuz? Ah sizin böyle bağırdığınızı bir işitebilsem! Günahınız değil, kanaatkârlığınız göklere haykırıyor. Günahınızın içinde bulunan cimriliğiniz göklere haykırıyor. Diliyle sizi yalayacak yıldırım nerede? Sizin aşılanmanız gereken cinnet nerede? Bakın, size ‘İnsanüstü’nü öğretiyorum. O, bu yıldırımdır; o, bu deliliktir.” Zerdüşt, sözlerini bitirince halktan biri bağırdı: “İp cambazının sözlerini çok dinledik, şimdi artık kendisini gösterin bize” ve bütün halk Zerdüşt’e gülüyordu. Fakat bu sözlerin kendisine yöneldiğini sanan ip cambazı, işinin başına geçti.
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.