Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan gözlerimin içine bakamazsın. Çünkü hangimizin daha ahlâksız, hangimizin şehvet düşkünü, hangimizin açık saçık yayınların hayranı olduğunu çok iyi biliyorsun. _Eleştirmeye her an hazırsın, ama eleştirilmek istemiyorsun. Onu kendi beş para etmez terazine koyuyorsun ve senin normallik ölçülerine uymadığını söylüyorsun. _Dinsel hoşgörüden yanasın değil mi? Kendi dinine karşı hoşgörülüsün ama başkalarınınkine karşı hiç de hoşgörülü değilsin. Biri kalkıp da doğaya hayranlık duysa öfkeden kuduruyorsun. _Tavan başına çöküyor ama sen devlet sağ olsun diyorsun. Altındaki döşeme çöküyor ama sen büyük reis diyorsun. Su boruları patlamış, çocuğun boğuluyor sen devlete başkaldırma diyorsun. Karın zatürreden yatıyor sen yahudi ilacı kullanmam diyorsun. Ve yardım için tanrıya yakarıyorsun. _Doğallığını yaşayan bir insana neden ters bakıyorsun? Neden düşmek üzere olan birine bir çelme de sen takıyorsun ya da düşmüşü tekmeliyorsun; hakikati söylemenin gerekli olduğu durumlarda yalan söylüyorsun ve neden yalana karşı olacağına hakikate karşı koyuyorsun. _Asıl açıklanması gereken, neden aç insanın çaldığı ya da sömürülen adamın hakkını aradığı değil. Neden aç insanların çoğunun çalmadığı ve sömürülenlerin çoğunun haklarını aramadıklarıdır. _Tüm açları doyuracağını söyleyen sen, kendi çocuklarının açlığını milyon kez artırdığını bilmiyorsun. _Küçük çocukları, şehvet düşkünü dincilere karşı koru. Sağlıklı çocukları böylesi adilerin eline teslim ettiğin, içlerinde bulunan zehirlerini sağlıklı ruhlara dökmesine gözyumduğun içindir ki, küçüksün. _” Kadın istiyoruz! Kadın istiyoruz!” Böyle bağırır onlar. Yaşamının her anında büyük bir cinsel açlık içinde bulunduğunu, karşı cinsten olan herkese büyük bir doymakbilmezlikle baktığını artık şu kadarcık çocuklar bile biliyor; dostlarınla sevgi konusunda konuştuğunda, ağzından yalnızca açık-saçık fıkraların çıktığını, kısacası, aklının yalnızca iğrenç ve açık-saçık şeylere çalıştığını benim gibi, sen de biliyorsun. _Bir kedi matematikten ne anlarsa… _Servetler içinde yüzüyorsun, lüks bir kalenin içinde yaşıyorsun, ama küçüksün, küçüklüğün ve değersizliğin kemiklerine işlemiş bulunuyor. _Bundan beşyüz yıl sonra, bu yaptıklana şaşacak, haline gülecekler. Şu anda böyle yapmıyorlarsa, bunun nedenini, yalnız ve yalnız dünyanın içinde bulunduğu sefil ve perişan durumda aramak gerekir. _Bitin hayvan postuna yapışması gibi yapışıyorsun. Arada bir bataklıktan başını çıkarıp, Heil! diye bağırıyorsun. _Sen, kötüsün, çünkü güzel şeyleri değil yalnızca çirkin şeyleri görüyor ve duyuyorsun. Dostsever ve sohbetsever maskenin ardında son derece kaba bir yaratık var. _Yüzyıllar boyunca bir bir papağan gibi ezberlediklerinin gerçeğini görecek ve işte bu gerçeği kabullenmeyi uzun süre onuruna yediremeyeceksin. Doğru sandığın o düşüncelerinin yanlış olduğunu görmek seni çıldırtacak. Geçmişinden utanç duyacaksın. Yüze gülüp ardından sövmeleri, hileler ve başına gelecek felâketleri nasıl da sezinlemediğini bir türlü anlayamayacaksın. Bu hileleri, koyunsu bir sabırla yiyeceksin. _Bak, Küçük Adam, senin kamuoyu dediğin şey, bütün Küçük Adam ve Küçük Kadınların görüşlerinin toplamıdır. Heil! diye bağırıp duran milyonlarca Küçük Adamdan başka bir şey değildir _Zina ürünü olarak dünyaya gelmiş olan İsa'yı, zinayı yasaklayan Tanrının Oğlu yaptın. Hiç farkında olmadan, Çocuk-İsa' ya verdiğin değerle, cinsel özgürlüğe karşı duyduğun özleme tapıyorsun sen ey Küçük Kılıbık Adam. _Bu bilge adam, seni aydınlatmaya çabalarken yalnızca bir tek yanlış yaptı; senin, kendini kurtarma yeteneğine sahip olduğuna inandı. Özgürlüğünü, bir kez ele geçirdikten sonra bırakmayacağına, onu koruyabileceğine inandı. Bu bilge adama karşı yalanlar dizgesi oluşturdun. Bunların dışındaki her şeyi fırlatıp attın. _Büyük yürekli birçok adam, ne yapman gerektiğini çoktan söyledi sana. Onların öğretilerini ortadan kaldırdın. Büyük hakikati değil de küçücük yanlışı yaşamının yol göstericisi olarak gördün. Büyük adamlar seni bir yük hayvanı olarak görmek istemez, çünkü yaşamı sevmektedir büyük adam, senin acılardan, alçaklık ve rezilliklerden arınmanı ister. _Senin geleceğin ve mutluluğun için yeni örgütler kurdum. Sen ve dostların, bu toplantılara akın akın geldiniz. Başlangıçta bunun içtenlikli bir davranış olduğunu sandım ama sonra anladım ki buranın yeni bir genelev olduğunu sanmışsınız. _Sen özgür bir kartal olmak istemiyorsun, Küçük Adam. Bu yüzden de akbabalara yem oluyorsun. Akbabalar sana leş yemeyi ve birkaç buğday tanesiyle yetinmeyi öğretti. Sana bir de «Büyük Akbaba!» diye haykırmayı öğrettiler. _Her doktor, her ayakkabıcı ya da eğitimci, işini doğru dürüst yapmak ve yaşamım kazanmak için, eksikliklerini bilmek zorundadır. İnsanlığın geleceği, senin düşüncelerine ve senin yapacağın şeylere bağlıdır. Ama efendilerinin izinden ayrılamıyor köle olarak yaşıyorsun. _Kulluk, çaresizliğin, otorite korkusunun, yaşama korkusunun ve mistizmin bir karmasıdır. _Kendi mutluluğunu aydınlıktan ürken bir gece hırsızı gibi çalıyorsun ve bu yüzdendir ki, başkalarının mutlu olduğunu gördüğünde kıskançlıktan çatlarsın. _Düşmanlarını el üstünde tutmasının, dostlarınıysa öldürmesinin sebepleri nelerdir? _İktidar delisisin sen. Efendilik için köpek besliyorsun. _Başarılara karşı saygılı olmayı, kölece el-etek öpme sayıyorsun. İsyan etmen gereken yerde el-etek öptüğünden, bağlılık göstermen gereken yerde nankörlük ettiğinden haberin bile yok. Konuşma ve eleştirme özgürlüğüyle adi şakalan birbirine karıştırıyorsun. Eleştirmeye her an hazırsın, ama eleştirilmek istemiyorsun. _Efendileri, sen kendin getirdin bulundukları yere. _Özgürlüğü küstahlıkla karıştırmak köleliğin özgün özelliklerindendir. _Her küçük insanın içinde doğru gibi görünen yanlış düşünceler vardır. Diğer küçük insanların düşüncelerinden korktukları için yanlış düşüncelere sahiptirler. _Başkaldırman gereken yerde el etek öpüyorsun, saygı göstermen gereken yerde ise nankörlük yapıyorsun küçük adam. _Büyük adam, ne zaman ve hangi alanda küçük adam olduğunu bilir. Küçük adam, küçük olduğunu bilmez ve bunu bilmekten korkar. Kendi küçüklüğünü ve yetersizliğini, başkalarının gücü ve büyüklüğünün kendisinde uyandırdığı güç ve büyüklük görüntüleriyle örter, büyük generalleriyle övünmektedir, ama kendisiyle övünmez. En az anladığı şeylere en çok inanır _Büyük savaşçıların yaptığı kötülükleri değil de, büyük adamların düşüncelerini içinde duyabildiğin an yaşamın daha güzel olacak _Çevrendekileri alçaltarak değil, kendini yükselterek büyüyebilirsin. _Özgürlüğünü ve mutluluğunu korumayı, onu, bir çiftçinin ürünlerini yetiştirdiği, onlara gereken besini verdiği gibi beslemeyi öğrenmekten yoksun bıraktılar seni. Yardım etmemekle kalmıyorsun, senin adına ya da senin yerine yapılan işi çirkince bozuyorsun. Sırtına deli gömleği geçirir gibi parmağına evlilik yüzüğü geçiliyorsun _Seni sömüreni, ondan daha fazla sömürme yarışını bırak. _Bu Küçük Adam, «halkın bir temsilcisi» olarak, belli bir gücü ele geçirdiği durumlarda bu yetkisini yanlış kullanmaktadır. Neden, aynı gücü daha önce elinde bulunduran ve onu ezmek için kullanan üst tabakaların sadist bireyleri gibi davranmakta. _Doğal ve bozulmamış birey, bütün insanların doğal olduğuna inanır ve ona göre davranır. Vebalı bireyse, bütün insanların yalan söylediğine, çalıp çırptığına, başkalarını dolandırdığına ve üstünlüğü ele geçirme çabası içinde çırpındığına inanır. _Sen kendini köleliğe mahkum ediyorsun. Senden başka hiç kimse senin kurtarıcın olamaz! _Kendini ve kendindeki beni keşfedebilir, sonra da korkup benim içimdeki kendini öldürebilirdin. Bu nedenle senin, herhangi birinin ya da herkesin kölesi olma özgürlüğün uğruna ölme gönüllülüğünden vazgeçtim. _Damları samanla örtülü, duvarları tezekle sıvalı pis evlerde yaşamayı sürdürürsün. Ama kültür sarayınla övünmektesin. _Size özgüven değil, ulusal büyüklük vaat ediyorlar. _Tanrı evrendeki ilk enerjidir. _Özünde canlı ve sağlıklı olsaydın, seni ezen şeyleri çoktan yenerdin. Seni ezenler, geçmişte nasıl toplumun üst katmanlarından geldiyse şimdi de senin öz saflarından gelmektedir. Onlar, senden bile küçüktür. _Büyük Adam, senin hoşuna gitmek için, senin o beş para etmez dostluğunu kazanmak için, kendini senin düzeyine indirmek, senin gibi konuşmak zorundadır. Büyük adam sana benzemediğinden ona bir «dâhi» ya da «garip» dersin. Oysa o, bir dâhi olmadığını, yalnızca bir yaşayan canlı olduğunu söyleyecektir. Ona «toplumdışı», insandan kaçan biri gözüyle bakarsın, çünkü büyük adam, senin bomboş, gevezeliklerle dolu partilerine gitmektense çalışma odasına kapanıp düşünceleriyle baş başa kalmayı yeğler. Sanma ki, kin besler büyük adam, sanma ki öç alır, yalnızca Neden böyle bayağı olduğunu anlamaya çalışır. Onu kendi beş para etmez terazine koyuyorsun, senin normallik ölçülerine uymadığını görüyorsun. _Sende gerçek büyük adamı tanıyabilecek his ve göz yok. Onun varlığı acıları özlemleri senin için verdiği mücadeleler sana uzak ve yabancı. _Başka bir şekilde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun. Koyun gibi güdülmek yerine özgür yaşamak, gizli sevmek yerine açık açık sevebilme düşüncesine yer vermiyorsun küçük adam _Sen küçük adam. Gerçekler konuşulduğu zaman dinlemiyorsun, yalnızca gürültüyü dinleyip, yaşasın diye bağırıyorsun. _Gerçekler işine gelmediğinde hemen deli damgası vuruyorsun. Ve sen kendini normal kabul ediyorsun. _Kimse, sana senin nasıl olduğunu söylemeye cesaret edemiyor! Çünkü senden korkuyorlar ve seni küçük tutmak istiyorlar, küçük adam. _Yüzyıllar boyunca, kendilerini bir şey sanan laf ebelerinin dediklerini yapacaksın ve yaşam, senin yaşamın, seni çağırdığında sağır kesilecek, duymayacaksın. Çünkü yaşamdan korkuyorsun küçük adam, çok korkuyorsun. _Bilmediğin ya da bilmek istemediğin tek bir şey var: Kendi zavallılığını saatten saate, günden güne yaratmakta olan kendinsin. Çocuklarını anlamıyorsun, yürekliliklerinin, özgüvenlerinin gelişmesine fırsat vermeden öldürüyorsun onları, köreltiyorsun. _Ormanda düşüne düşüne yürümenin, sokaklarsa tören yürüyüşü yapmaktan daha önemli olduğunu, iyileştirmenin öldürmekten, sağlıklı bir özgüvenin ulusal bilinçten daha önemli olduğunu ve alçakgönüllülüğün, yurtsever ya da yurt düşmanı naralardan daha iyi olduğunu anlamaya başlayacaksın. _Evet sen böylesin, küçük adam! Tüketmeyi, bitirmeyi, kaşıklamayı ve yiyip yutmayı çok iyi biliyorsun ama var etmeyi bilmiyorsun. Bu yüzden ne ise o, neredeysen orada kalıyorsun, yaşamın boyunca can sıkıcı bir büroda, bir hesap makinesinin ya da çizim tahtasının önünde, ya evlilik kıskacında, ya da çocukları sevmeyen bir öğretmen olarak okulda kalıyorsun. Gelişmiyorsun, yeni bir şeyler düşünme şansın yok, çünkü sen sadece aldın ve hiçbir zaman vermedin, başka birisinin hazırlayıp önüne koyduğunu sen sadece kaşıkladın. _Senin cinsel açlık içinde olduğunu, diğer cinsten insanlara nasıl şehvetle baktığını, dostlarınla aşk meseleleri üzerine pis şakalar yaptığını, pis pornografik fantezilerin olduğunu sen biliyorsun, ben biliyorum, herkes biliyor. Senin kafanda her türlü ahlaksızlık marifeti oluşuyor. Benim sevgiyle kucaklayışım senin yaşamında pornografik bir sahne haline geliyor. Ve aslında benim neyden söz ettiğimi bile bilmiyorsun küçük adam. _Bu evrende benim kim olduğuma karar verecek olan yalnızca benim, başka hiç kimse değil. Dinle küçük adam! Sana "küçük adam", "sıradan insan" diyorlar; Bunu söyleyen "sen" değilsin küçük adam. Onlar söylüyor bunu, başbakanlar, devlet adamları, filozoflar söylüyor sana bunu. Geleceğini eline veriyor, geçmişinden hiç sual etmiyorlar. _Gerçekten büyük olan insandan seni ayıran tek bir nokta var. Büyük adam da bir zamanlar çok küçük bir adamdı; ama bir tek önemli yetenek geliştirdi: Düşünce ve davranışlarında küçük olduğu noktaları görmeyi öğrendi. Kendisi için çok değerli olan bazı şeyleri yitirmeyi göze alarak kendi küçüklüğünün ve önemsizliğinin taşıdığı tehlikeyi giderek daha iyi sezmeyi öğrendi. Demek ki, büyük adam, ne zaman ve hangi alanda küçük adam olduğunu bilir. Küçük Adam, küçük olduğunu bilmez ve bunu bilmekten korkar _Ne denli az anlarsan o kadar hayran olursun. _Senin içeriği bomboş toplantıların yerine kendisiyle kalmayı seçtiğinde sosyal biri olmadığını söylüyorsun insanların. _Senden korkuyorum, çünkü sen, kendinden kaçtığın gibi hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Sen hastasın, çok hasta, küçük adam _Sen, korkunç bir geçmişin varisisin. Mirasın, avucunda kor halinde bir pırlantadır _Bilgili kimseye öykünmeyi beceremiyorsun ama soyguncuya öykünmeyi çok iyi beceriyorsun _Kendini büyük bir oburluk içinde parayla, mutlulukla, bilgiyle doldurmak istiyorsun, çünkü kendini boş, aç, mutsuz hissediyorsun. _Gündüzleri cinsel düşüncelerden arınık olabilmen ve böylece işini yapabilmen için geceleri cinselliğini yaşamanı sağlamak istiyor bu kimse. Karını kollarında çaresizlik içinde kıvranır görmek yerine mutlu görmek istiyor. Çocuklarının benzi soluk olmasın, tersine yanakları al al olsun, davranışları acımasız değil sevgi dolu olsun istiyor. Ama sen, cinsel düzenlilik sözünün edildiğini duyunca, "Cinsellik her şey değil," diyorsun. _Seni, o senin evlilik yasalarının zincirlerine vuran şeyin kendi cinsel açlığın olduğundan haberin bile yok. _Kendine dair fıkraları duyuyor ve başkalarıyla birlikte bunlara kahkahalarla gülüyorsun. Kendinle alay ettiğinden gülüyor değilsin. Küçük adama gülüyorsun sen; ama kendine güldüğünü, gülünecek halde olduğunu bilmiyorsun. Milyonlarca küçük adam, insanların kendilerine güldüğünü, gülünecek halde olduklarını bilmiyorlar. _Değerli, onurlu olduğunu gösteren şeylerle böbürlenirken bile küçük görüyorsun kendini. Senin yalan çevrende, Küçük Adam, düşünmek çok güçtür, büyük düşünceleri gırtlaklarsın sen. _Bak, beni dinle, Küçük Adam: Küçüksün sen ve küçük kalmak istiyorsun. iyi şeyleri de öldürüyorsun. Yükseklere uçacak, mutluluğunu artıracak direnç yok sende. Uçmaktan korkuyorsun, yükseklerden ve derinliklerden korkuyorsun sen, başı dik bir bireyin yürekliliği nedir, bilemezsin. _Şu yirminci yüzyılda, Engizisyon yöntemlerini bir kez daha dirilttin. _Tutun! Yakalayın şunu! Muayene edin! Akıl hastası mı? hindi gibi kabarıp öttünse, Sınır dışı edin şunu! Dirlik ve düzeni umursamıyor. Değişmez düşmanımın ülkesinden gelme bir casus bu. _Bugün Führerlerin olanlar, yarın, para için, beş para etmez gazetelere yazı yazarlar. Gömlek değiştirir gibi karar değiştirirler. _Vermeye gönüllü, eli çık birinin peşini hiç bırakmıyor, onun iliğini kemiğini kurutuyorsun. Kanını emen sensin, sonra da öte yanda, tersine sen onun kanemici olduğunu söylüyorsun. bir kemiği çalıyor, gizlice, yerde sürünerek bir deliğe tıkılıyor, onu orada kemiriyorsun _Binlerce yıl öncesi bulunan ilk tekerlek, bugünün Dizel lokomotifine göre neyse… _Onlar seni ancak köleleştirdiler, satın alınamayan insan.; _Halk türküleri sıcaktır, insanın yüreğini okşar çünkü ve onlar, bütün dünyada aynıdır; evrenseldir halk ezgileri. _Tavuk yumurtaları üstünde kuluçkaya yatan kartalın ne yaptığını biliyor musun, küçük adam? O, küçük kartalı yemleyip büyüttüğüne inanır fakat yumurtalardan yine civciv çıkar ve Kartal etrafındaki bütün tavukları ve civcivleri yeme isteğini yok etmeye çalışır. Bunu neden yapar biliyor musun? Bu gıdaklayan tavuklar arasında bir gün yalçın kayalar üstünden yeni dünyalar keşfetmek için gözlerini ötelere dikebilecek, küçük bir kartal bulma beklentisidir: Salt bu küçük umuttur kartalın civciv ve tavukları mideye indirmesine izin vermeyen. Senin bir kartal olmaya niyetin yok küçük adam. Ve işte bu yüzden akbabalara yem olacaksın. Kartallardan korkuyor, sürülerle yaşıyorsun, küçük adam; böylece de sürülere ve yığınlara yem olacaksın. akbabalar, seni daha ileriye, daha iyi geleceklere götürmek isteyen kartallara karşı olan Führerler haline geldi. Akbabalar sana leş yemeyi ve birkaç buğday tanesiyle yetinmeyi öğretti. Sana bir de «Büyük Akbaba!» diye haykırmayı öğrettiler. _Sen iskambil Oynarken ben , iki uzun yıl boyunca her gün, saatlerce karanlık bir odada oturdum. Yaşam enerjisini bulmuştum. Acunsal Yaşam Enerjisinin varlığım sana «önerebilmek» için yirmi yıl süresince durup dinlenmeden çalıştığımı, bu yolda didindiğimi ve koca bir serveti bu yolda feda ettiğimi sana açıklamak durumunda kalıyorum. 'Yaptığım bu büyük özveri hiç de boşa gitmedi; benim için şöyle demişsin: «Bir kimsenin deneyler yapma yolunda bunca para harcaması için, sözcüğün tam anlamıyla deli olması gerekir.» Bunu anlıyorum: kişiyi kendin gibi biliyorsun. Yalnızca alırsın sen, vermezsin. Bu nedenle karşı cinsten biriyle bir arada olup da, onu hemen «becermek» isteği duymamak kavramı sana nasıl yabancıysa, bir kimsenin yaşamdan, «vermek»le tat alabileceği kavramı da öylece yabancıdır; bataklıktan çıkmıyorsun. _Karakterler yeni bir düzene uyum sağlarken, gemiler gibi demir atarlar. Bu tutuculuğa "gelenek" denir. Zamanla gelenek ile ihtiyaç arasında büyüyen bir uyuşmazlık ortaya çıkar. Bu uyuşmazlık "geleneğe" yıkar. Karakter yapısı, belirli bir devrin katılaşmış sosyolojik sürecidir. Eski karakter yapıları gelişmelerin gerisinde kaldığı gibi, birçok şekilde yeniliğe direnir de. ._Konuşma ve eleştirme özgürlüğüyle adi şakaları birbirine karıştırıyorsun. _Dirençleri keşfetmek sezgi meselesidir ve öğretilmesi mümkün olmayan analiz sanatı bu noktada başlar. Hastanın aşırı kibarlığı kendi başına olumsuz eleştiri, güvensizlik veya aşağılama belirtisidir. Binlerce yıl öncesi bulunan ilk tekerlek, bugünün Bir kedi matematikten ne anlarsa _________ _Faşizmin Kitle Psikolojisi_ _İnsanlar aldatılmadı. Faşizmi arzuladılar. _İnsanlar sadistleşip, kendilerine faşist diktatörler buluyorlarsa, bunun nedeni orgazma ulaşamamalarıydı. Orgazmın etkisi sadece haz vermekle sınırlı değildir, politikaya da uzanır. _Kulluk ve demokrasi zıt kavramlardır. Kulluk, cinsel güçsüzlüğün, çaresizliğin, otorite korkusunun, yaşama korkusunun ve mistizmin bir karmasıdır. Böyle bir yapı ile insanlar demokratik hayatı beceremezler _Dış baskılar ve iç gerginlik; bencilliğin, nevrozun, nefretin, sadizmin, açgözlülüğün, faşizmin, yabancı düşmanlığının temeliydi. _Cinsellik, hayatın amacıdır. Her şeyin ana noktasıdır. Her şey onunla ilgiliir. _Orgazmın en iyi yanı, fazla enerjinin serbest kalmasıyla nevrotik durumların oluşumunu azaltmasıdır. Orgazmdan yoksun olan erkek ve kadın sürekli bir gerginlik içindeydi ve bu gerilimi içinde tutmak için beden, zırh geliştiriyordu. _Cinsel işlevin tek amacı üreme değil, bedensel enerji boşalımının da sağlanmasıydı. Vücudun biyo-enerjetik ritminin düzenli işleyişinin aksaması iki yolla meydana gelmektedir. Bunlardan birincisi :Uzun süreli herhangi bir istenmeyen davranışa maruz kalmak ya da kısa süreli şiddetli bir travma bunu tetikleyebilir. İkincisi ise, cinsel işlevin doğrudan aksaması ile oluşan süreğen gerginliktir _Cinselliğin baskı altına alınması, entelektüel ve duygusal işleyişte genel bir zayıflama yaratır; özellikle, insanların "bağımsızlıklarını", irade güçlerini ve eleştirel yeteneklerini azaltır. Cinsel ahlakın kök salması ve organizmada değişiklikler meydana getirmesi, otoriter bir düzenin kitlesel psikolojik temelini biçimlendiren özgül psişik yapıyı yaratır. _Bastırılmış psikoseksüel enerji, kaslarda ve organlarda gerçek fiziksel engellere neden olabilir ve bahsedilen bu beden zırhı, enerjinin serbest kalmasını engelleyebilirdi. _Biyolojik enerjik ritmin bozulması ve büyük oranda cinsel durgunluk ve onunla eş zamanlı olarak oluşan zırhlanma kanser hastalığının ana temel sebepleridir. Baskılar, içe atmalar, bilinçaltından kaynaklı sürekli kas gerginlikleri… _Tanrı var oluşun her aşamasında olan, beden içinden ve var olan her şeyin içinden aralıksız akan en temel kozmik enerjidir. _”Küçük insan” var olabilmek için kendisine iyi davranmadığını düşündüğü hayatta, ayakta durabilmek için daima abartılı tavır ve düşüncelere ihtiyaç duyar. _Akıl dışı ideolojik bir ortamda yetişen insanlar, akıl dışı kişilik yapıları kazanırlar. _Gerçekçi olmayan bir düşünüşü gerçekçi kanıtlarla çürütemezsiniz. Onu çürütmek için akıl dışı işlevlerini gün ışığına çıkarmak gerekir. _Bütün zorbalar, ezilen yığınlar arasından çıkmıştır. . _Irkçılık, bastırılmış cinselliğinin ürünüdür. Irkçı öğreti orgazm güçsüzlüğü çeken insanın kişiliğinde dışa vuran biyolojik bir hastalıktır. _Faşist olmayan tek insan yoktur. Faşizm arzulanır. Kitlesel mistik törenler, faşizm de dâhil, sıradan insan kalabalıklarının binlerce yıldır baskılanan biyolojik dürtüleri ve tatminsiz orgazm birikimiyle oluşan irrasyonelliğinin açığa çıkmasını sağlar. Emperyalizm, faşizmi kullanır ve ekonomik etmenler faşizmin yeşereceği toprağı oluştururlar. Ekonomik ve psikolojik öğelere ideolojik öğenin de katılmasıyla Faşizm, bir kitle eylemine dönüşmüştür. _Orgon(Libido)nun, yaradılışın esas yapı taşı olduğunu, gerçek evrenin gelişimindeki ilk ana maddeyi bulduğunu ve bu fizik maddenin iki orgon akımının karışımı (kozmik orgazm) ile ortaya çıktığını öne sürüyordu. _Cinsel özgürlüğün olmadığı, bastırılmış cinselliğin güdülerin hayat bulduğu toplumlarda eşcinselliğin görüldüğünü, cinsel özgürleşmenin tüm toplumu kuşattığında eşcinselliğin de azalacağını söylemiştir. _Sıradan insanlar, akla gelmeyecek hareketleri son derece rutinmiş gibi yapabilirler. Bir maçta seyircilerin birbirlerine kanlı bıçaklı saldırmaları onların gündelik yaşamıdır. _Asker giysisinin cinsel etkisi, ritimli hareketin mükemmelliğinden gelen geçit törenlerinin cinsel kışkırtması, askerlerin kılıç çekmesinin göstermeci yanı bir ev kadınına ya da küçük bir memur hanıma, yıllarca mürekkep yalamış siyasetçilerin seslendiğinden daha fazla seslenir _Cinsel özgürlüğün olmadığı, bastırılmış cinselliğin güdülerin hayat bulduğu toplumlarda eşcinselliğin görüldüğünü, cinsel özgürleşmenin tüm toplumu kuşattığında eşcinselliğin de azalacağını söylemiş. _Hastalarınla neden cinsel ilişkiye giriyorun?" diye sorduklarında "Bir erkeğin bazen aptalca davranması gerekir, demişti. _Yaşamın sevgi, çalışma ve bilgi üzerine kurulduğuna inanan adamı aramayı öğreneceksin. Onu anlamayı ye ona saygı duymayı öğreneceksin. Bundan sonra yaşamın için kitaplığın boks maçından daha önemli olduğunu anlamaya başlayacaksın; ormanda düşüne düşüne yürümenin, sokaklarda tören yürüyüşü yapmaktan daha önemli olduğunu, iyileştirmenin öldürmekten, sağlıklı bir özgüvenin ulusal bilinçten daha önemli olduğunu, ve alçakgönüllülüğün, birtakım boş naralardan daha iyi olduğunu anlamaya başlayacaksın.... Senin yalan çevrende, küçük adam, düşünmek çok güçtür, çünkü büyük düşünceleri, geniş kapsamlı düşünceleri gırtlaklarsın sen. _Faşizmi, ekonomik bunalıma ve emperyalist eğilime bağlayan (Marksist), bastırılmış insanın akıldışı yapısına bağlayan (Freudçu) bir sentezle açıklamaya çalışmaktadır. Ekonomik ve psikolojik öğelere bu ideolojik öğenin de katılmasıyla Faşizm, Reich'a göre, bir kitle eylemine dönüşmüştür. _Faşist başkaldırı her zaman, devrimci bir duygunun gerçek karşısında korkudan illüzyona saptığı yerde meydana gelir. _İnsanoğlu, kendi iç örgütlenmesini şöyle görmektedir: beyin, «evrimin en yetkin ürünü»dür. O, insanın «yönetim merkezi»dir, tıpkı bir Devlet'in «hükümdarı»nın «uyrukları»na buyruk verişi gibi, vücuttaki bütün organlara «İçtepiler» göndermektedir. Vücudun organları beyne, «Sinir» denen telgraf telleriyle bağlıdırlar. Bu görüş tepeden tırnağa yanlıştır, çünkü insan bedenindeki organların, yeryüzündeki milyarlarca organizmada beyin oluşmadan çok önce birer dirimsel işlevi vardı. _Din bir baskı aracıdır ve insan boşalabilmek için vaazlara müziklere ihtiyaç duyar. _______________ Karakter Analizi _Karakterler yeni bir sosyal düzene uyum sağlarken direnip gemiler gibi demir atarlar. Bu tutuculuğa "gelenek" denir. Zamanla gelenek ile ihtiyaç arasında büyüyen bir uyuşmazlık ortaya çıkar. Bu uyuşmazlık geleneği yıkar. Karakter yapısı, belirli bir devrin katılaşıp kalmış sosyolojik sürecidir. Eski karakter yapıları gelişmelerin gerisinde kaldığı gibi, birçok şekilde yeniliğe direnir de. _Karakteroloji uzmanları, dünyayı "karakter" üzerinden kavramaya çalışıyorlar, oysa tam tersine karakterin oluşmasını sosyal süreçlerden yola çıkarak anlamaları gerekir. _Dirençleri keşfetmek sezgi meselesidir ve öğretilmesi mümkün olmayan analiz sanatı bu noktada başlar. _Bilinçdışı ketlemeleri ve takılmaları bilinç düzeyine çıkarmak suretiyle ilk önce psikonevroz yok edilir ve böylece libido birikimini ortadan kaldırmanın yolu açılır. Analiz, nevrotik karakterin enerji kaynaklarına ulaşmak zorundadır. Buna engel olan dirençler inatçıdır. Bunların bilinç düzeyine çıkarılması, yorumlanması ve hasta tarafından terk edilmesi gereklidir. _Hastanın aşırı kibarlığı, kendi başına olumsuz eleştiri, güvensizlik veya aşağılama belirtisidir. Gizli kalan olumsuz aktarıma örnek vakalar: 1) Aşırı itaatkâr, aşırı içten, uysal hastalar; Çoğunlukla pasif-kadınsı karakterler 2) Her zaman katı biçimde gelenekçi ve kurala olanlar 3) Duygulanımları felce uğramış hastalar, kuralcılarda olduğu gibi aşın güçlü ama set çekilmiş bir saldırganlıkla kendilerini belli ederler. 4) Duygularının sahteliğinden yakınan… _Her seferinde eski zorluğa geri dönülüp, direnci çözme işine orada başlanırsa, başarısızlıklar önlenir. Bu yöntemle analist yeni bir toprak parçası fethederken düşmanın önceden fethedilmiş topraklarda yeniden yuvalanması tehlikesinden kurtulur. Zahmetli olmasına karşın kördüğümü çözerek açma yolu hâlâ, hakiki başarıya götüren en kısa yoldur. 68 _ Antikoteksis: İçgüdünün doyurulmasını engelleyen iç ya da dış herhangi bir engel; bilinçdışının bütün belirtilerini yorumlama yoluyla bilinç düzeyine çıkarmak zorunluluğu bir temel ilkedir. ___________ _Orgon_ _Orgon(Libido)nun, yaradılışın esas yapı taşı olduğunu, gerçek evrenin gelişimindeki ilk ana maddeyi bulduğunu ve bu fizik maddenin iki orgon akımının karışımı (kozmik orgazm) ile ortaya çıktığını öne sürüyordu. _Orgazm esnasında yayılan orgon adını verdiği ve çoğu insanın Tanrı dediği bir ilkel kozmik enerji keşfettiğini söyledi. Sağlıklı bir hayat için gerekli olduğunu düşündüğü bu enerjinin atmosferden toplanarak depolanması amacıyla telefon kulübesi boyutlarında olan Orgone Enerji Akümülatörü'nü icat etti. Gazetelerde "seks kutuları" adıyla yayımlandı. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin Orgone Enerji Akümülatörü'nün satışı yasaklandı Ve yasağa uymadığı için iki yıl hapse mahkûm oldu. 100lerce makalesi Amerika tarafından yakılarak yok edildi. _Reich, orgonun aksine hayat sonlandıran bir başka enerji türü daha olduğunu varsaydı ve bunu Ölümcül Orgon - ÖOR olarak adlandırdı. ÖOR'un çölleştirme gibi etkileri üstlendiğini yazdı ve atmosferdeki orgon enerjisini manipule ederek, bulutları birleştirip dağıtarak yağmur yağmaya zorlayacak Bulut Dağıtanları tasarladı. Dr. Reich ve üç asistanı, "yağmur yapıcı" cihazı Grand Lake gölünde kurdular, yağmur yağmayacağını belirtiyordu ama Yağmur gece boyunca devam etti. _Einstein'ı ziyarete gitti. Beş saat boyunca konuştular ve Einstein, Reich'in çinko kaplı çelik ve ağaç ve kâğıt ile izole edilmiş Faraday kafesi dışına inşa ettiği orgon akümülatör deneylerini kabul etti. Reich'in tahmin ettiği gibi, Einstein, eğer bir cismin sıcaklığı bir etken olmadan artıyorsa bu fizikte "bomba etkisi" olabilirdi. Einstein'ın deneyinde de sıcaklık artışı gözlendi. Ancak, Einstein'ın asistanlarından biri, yerdeki sıcaklığın tavandakinden düşük olduğunu fark etti. Bu açıklama üzerine Einstein deneyi değiştirdi ve bu etkinin basitçe oda içerisindeki sıcaklık eğiminden kaynaklı olduğu sonucuna vardı. Reich'e mektup yazarak deneyinin sonucunu ve Reich'in deneylerine biraz daha kuşkucu bakması gerektiğine yönelik umut ifadelerini belirtti Reich 25 sayfalık bir mektupla Einstein'a cevap verdi. Tavandan yayılan ısıma, "havada bulunan mikroplar" ve "brown hareketi"ne katılarak yeni buluşlara neden olabileceğini söyledi. _Yaradılışın temel maddesinin "Orgon enerji türü olduğunu savunuyordu. Canlı yaratma iddiası yalnız garip fikirli okültistlere ait değildir. Kusursuz bir akademik geçmişi olan Reich, yalnız canlı yaratmış olduğunu öne sürmekle kalmayıp, böylece doğanın birçok gizemini çözdüğünü, kanserin nedeninden UFO görünümlerinin anlamına kadar her şeyi bulduğunu iddia etmişti. _Freud nevrozları iki gruba ayırmıştı: çocukluktaki psikonevrozlar ve aktüel (günlük) nevrozlar. Reich, Freud'un yanıldığına karar verdi. Ona göre, bütün hastalıklar, "gerçek orgazm"a ulaşamamanın sonucuydu. Gerçek orgazmı şöyle tanımlıyordu: "Bedenin istemsiz zevk veren kasılmaları sayesinde bütün tıkanmış cinsel uyarının tümüyle boşaltılması. Freud ve kendi uygulaması bu zırhlanma ile başa çıkmaya yetmemişti. Bunun için Reich yeni bir teknik geliştirdi. Bu işleme vejetoterapi diyordu, çünkü kasların gerilmesiyle sıkışan enerjilerin vejetatif (otonom) sinir sisteminde depolandığına kanaat getirmişti. _Cinsel enerjinin yapısıyla da ilgilenmişti. Bunun elektromanyetizma ve yerçekimi güçleriyle kıyaslanabilen özel bir kuvvet olduğuna, elektriğin bir bataryada depolanması gibi biriktirilebileceğine inanıyordu. Reich'a göre cinsel uyarı, cinsel organların biyoelektrikle yüklenmesinde gözle görülür bir artış yaratıyordu. Endişe, acı ve suçluluk duygusu ise düşüşe neden oluyordu. Orgazm, biyolojik bir fırtınaydı. Biyon adını verdiği bir faktörü üretmeyi başardığını söylüyordu. İddiasına göre, bunlar ölü madde ile canlı doku arasında sayılan enerji keseleriydi ve protozoa gibi tekhücreli organizmalara dönüşebilecek güçteydiler. Reich'ın asistanlarından biri, mikroskop altında bu biyonların filmini çekti, Ona göre, bu “orgon” evrenin temel yaşam maddesiydi. Bir başka buluşu olan "orgon enerji akümülatörü"nde de toplanıp depolanabiliyordu. Reich'a göre bu akümülatörler, depresyondan kansere kadar her çeşit insan hastalığının tedavisinde kullanılabilecekti. _Dünya'nın galaksiler arası çatışmanın merkezi olduğunu söylüyordu. Bir taraf kötüydü ve Dünya'dan orgonu çekip alarak gezegeni radyoaktif bir kömür yığınına çevirmek niyetindeydi. Karşı olanlar ise, kendilerini çalınan orgonu geri vermeye adamışlardı. _Hastalarda ortaya çıkan nevrozların fiziksel, cinsel, ekonomik ve sosyal şartlardan kaynaklı olduğunu savunarak Marksizm ile psikanalizi bağdaştırmaya çalıştı. Seans esnasında hastaların orgazm potansiyelini geliştirmek amacıyla iç çamaşırlarıyla seansa girmeye teşvik etti. _Orgonomi_ _Orgon – Libido - Kozmik enerji _Ruh çözümlemesi, tıp, biyoloji, fizik, biyofizik, astronomi, meteoroloji ve sosyoloji alanlarında doğal evrensel yasalardan yola çıkarak enerji işlevciliğini temel alıp yapmış olduğu bilimsel çalışmalarını bütünsel bir bağlam içerisinde birbirine bağlayan bilim dalına verilen genel addır. Hastalığın oluşum sürecinde Reich’in bulup ortaya çıkarttığı ve T basilleri adını verdiği, 0,2-0,5 mikron boyutlarında düşük enerji düzeyli yapılar etkin bir rol oynarlar. T basilleri sağlıklı dokular üzerinde, yıkıcı bir etki göstererek Reich’in biyon (PA kabarcıkları) adını verdiği enerji keseciklerine ayrışmalarına neden olurlar. Biyonlar, enerji bakımından T basillerinden üstün ve onlara karşıt bir işleve sahiptir. Üzerlerinde öldürücü bir etkide bulunurlar. Orgon, güçlü sistemlerin gelişmesine, zayıf sistemlerin ise yıkımına ve yok edilmesine yol açmaktadır. _Enerji seviyesinin yılları kapsayan bir süreç içerisinde düşmesi ise, vücutta kan başta olmak üzere tüm dokuların yavaş yavaş yozlaşmasına ve ayrışmasına yol açar. bu hastalıklar silsilesi içerisinden geçerken bir şekilde can vermezse, sonunda gelip çatacağı son, kanser hastalığıdır. Kimyasal madde de neden olur. Alman Amerika isp italyada reic orgon merkezleri fakülteleri vardır. _İlk zamanlarda insanlığın, orgon bilgisini ikiye ayırdığını söyledi: fiziksel ve mekanik yaklaşım için Esîr (ether) ve ruhsal ve öznel yaklaşım için Tanrı. _Atmosferdeki orgon enerjisini toplamaya ve depolamaya yarayan kutuları üretti. Bu kutulardan bazıları laboratuvar hayvanları içinken, bazıları da bir insanın sığabileceği kadar genişti. bu kutuların, kontrol edilemez sertleşmeye neden olan "seks kutuları" olduğu şeklinde haberler yapıldı. Reich, orgonun aksine hayat sonlandıran bir başka enerji türü daha olduğunu varsaydı ve bunu Ölümcül Orgon - ÖOR olarak adlandırdı. ÖOR'un çölleştirme gibi etkileri üstlendiğini yazdı. Bulut Dağıtan ile "Kozmik Orgon Mühendisliği" adını verdiği birçok deney yaptı. Meteoroloji yağmurun yağmayacağını söylüordu ama 1953 Dr. Reich ve üç asistanı, "yağmur yapıcı" cihazı Grand Lake gölünde, Bangor hidroelektrik barajı yakınlarına kurdular. Yağmur çiselemeye başladı, geceyarısına doğru hafif ve düzenli yağmura dönüştü. Yağmur gece boyunca devam etti. _Biyonlar_ PA kabarcıkları. Mavi renkte gözlenebilen tıpkı bir kalp gibi ritimsel olarak atabilen, uzayıp kasılabilen, genişleyip daralabilen ve titreşebilen etrafı bir zarla çevrili enerji ve sirküleri olarak tanımlanabilirler. Biyonlar bölüne bilmekte, kültüre edilebilmekte, diğer biyonlarla birleşebilmekte, birlikte bir eş güdüm sağlayarak bir tek hücreli canlı ya da mikro organizmaya dönüşebilmektedir. _T basilleri_PA kabarcıkları_ _Canlı hücrelerin ayrışmaları sonucu iki tür biyon açığa çıkmaktadır: Bunlar büyük, güçlü ve mavi renkteki PA kabarcıkları ile düşük enerji düzeyli, siyah, sivri uçlu ve ufak boyuttaki T basilleridir. PA kabarcıkları, yani biyonlar, küçük ve sivri uçlu siyah T basilleri üzerinde yıkıcı ve öldürücü etkide bulunmaktadırlar. Belli seviyede bir fareye enjekte edilmeleri 24 saat içerisinde onları öldürür. T basillerinin etkisiyle PA kabarcıkları kümelenerek hücre benzeri yapılar oluşturduklarını, daha da sonra da bunların nasıl kanser hücrelerine dönüştükleri… Deneylerde t kesecikleri olanlar kanser öncesi teşhis edilir. Tıpta ise kanserli hücreden dolayı teşhis konur. Stres karşısında akyuvarlar, ya mavi ışıklı pa kabarcıkları ya da siyah düşük ışıklı t kesecikleri üretilir. Kandan kanser anlaşılabilir. Kanın içine katılan çözelti ile kaynalıtır ve t basilleri çoksa hastalık yakındır. Orgon, güçlü sistemlerin gelişmesine, zayıf sistemlerin ise yıkımına ve yok edilmesine yol açmaktadır. _Psikanalize pek güvenmemiş hastayı daha karmaşık bir hale getirebilen bu geleneksel yöntemi zamanla reddetmiş. Hastanın korktuğu ve bahsetmekten de çekindiği ve sakladığı direnmelerin çözümlenmesi üzerinde durulması gerektiği savunmuştur. Direnmelerin üzerine gidildiğinde, hastaların çok şiddetli tepkiler ve enerji patlamaları geçirdiğini gözlemleniyordu. Bu direnmelere ilk aşamada “kişilik zırhı” adını vermişti. İyileşme bu “kişilik zırhı” nın kırılmasına bağlıydı. Kişinin hayatındaki dalgalı eğri, kişinin ruh ve akıl hastalığı düzleminde hangi düzeyde olduğu ve zamanla nasıl bir evrim geçirdiği konusunu geleneksel psikanalitik yöntemden daha sağlam tanımlıyordu. Reich buna “ Kişilik Çözümlemesi” tekniği adını verdi. Hasta belli bir korkuyla, kaygıyla, inatla, kinle veya başka bir davranışsal alışkanlıkla direnmelerde bulunduğu vakit, hastanın bedeninin belli bölgelerinde kassal gerilmeler olduğunu gördü. Bu patlama ve krizlerin ardından gelen kassal gevşeme, bilinç altındaki anıları çok, çok daha etkili bir şekilde ortaya çıkarabiliyordu konuşma yoluyla sağaltımın ve zırh delme çabalarının ise ancak vücuttaki zırhta yaratılabilen gerilim ve gevşeme oranlarında etkili olabildiğinin farkına vardı ve ruh çözümlemesinden enerji bilimsel ve bedensel terapiye giden geniş ve etkili bir yolun açılmasına vesile oldu. _Vejetoterapi- orgonterapi_ _Zırhlanmış insan bedenindeki zırhların çözülmesi ve kırılmasıdır (orgazm) ve tüm vücüdün bütün içinde gevşemesi ve enerjisinin yükseltilmeisidir. Hasta genel olarak düz bir yere yatırılır ve olabildiğince hızlı ve derin nefes alması istenir. Bu hızlı nefes tekniği kişinin otonom sinir sistemini harekete geçirir. Zırhlanmış bölgelerdeki (yani kronik bir biçimde kasılmış kaslardaki ) enerjiyi sıkıştırır ve gözle-elle muayene ile tespit edilebilecek hale getirilir. Gevşeyen her zırh belli bir süre hastada ciddi sıkıntılara, korkulara, korku dolu anıların su yüzüne çıkmasına, şiddetli sinir krizlerine, öldürme düşlerine ve ölesiye korkacağı kaygıların yeniden canlanması gibi birçok farklı etkiye neden olabilir. İçinden geldiği gibi davranması istenir. Bunun için divanlara veya duvarlara döşenmiş özel halılara vurması istenebilir. Zırhlar yeniden oluşabilir. Hastadaki bütün zırhlar çözüldüğünde, hastada o ana kadar gözlenmeyen bir tepki gözlenir. Bu bedensel boşalma tepkesidir. Diğer bir adıyla orgazm refleksidir. _Zırhlanma adı verilen olay kişinin kaygılarını ve korkularını bastırmasını, hafifletmesini, ve unutmasına yol açan temel mekanizmadır. Daha az nefes almayla tepki gösterir. Bu sayede kaygılarını hafifletebilir. Sanki her an felaket gelecekmişçesine kaslarını kronik bir şekilde gergin tutar. Biyolojik enerjik ritmin bozulması ve büyük oranda cinsel durgunluk ve onunla eş zamanlı olarak oluşan zırhlanma kanser hastalığının ana temel sebepleridir. Baskılar, içe atmalar, bilinçaltından kaynaklı sürekli kas gerginlikleri… _Bastırılmış psikoseksüel enerji, kaslarda ve organlarda gerçek fiziksel engellere neden olabilir ve bahsedilen bu beden zırhı, enerjinin serbest kalmasını engelleyebilirdi. Eğer seans başarıyla sonuçlanmışsa, hastaların memnuniyet bildiren istemsiz hareketler içeren beden dilinden bunu anlayabiliyordu. Reich, buna "orgazm refleksi" adını verdi hastalarının bedenlerinde gözlediği bu enerji akışına "biyo-elektrik" ve bu terapiye de "orgazmoterapi"adını verdi. _Kişilisel boyun eğme_Hastadaki kasılmalı titremelerle birlikte baş gösteren korkular, ve aynı duygu ve zırhsal olguların geçmişte yaşananların bir uzantısı olması bunu açık bir şekilde ortaya koymaktadı. _Kanserli bir uru suya koyup kaynattığımızda ortaya çıkan ürün T basilleridir. Normal bir doku ise bu durumda mavi enerji kabarcıklı iri biyonlara ayrışır. Genelde kanser hastalarının ölüm nedenleri kanserli hücre veya ur oluşumu nedeniyle değil, genel körelmenin ve vücut canlılığının düşmesini nurun da ayrışmaya neden olmasıyla gerçekleşir. Bu ölüme T basili zehirlenmesi de diyebiliriz ______________ _Wilhelm Reich (1897 - 1957) _Avusturya. Tıp doktoru, komunist, Freudo-Marxism _Reich, paranoyak, sinsi, saldırgan ve fanatik olarak görülüyordu. _Babası otoriter, soğuk ve güvensiz bir Yahudi'dir. Kendisi yahudi olmadığını söylemiştir. Dört yaşında aile hizmetçisi kızın, erkek arkadaşıyla ilişkisine tanık olmuş ve sonra bu "aşk oyununu" kendisiyle de oynayıp oynamayacağını sormuştur. 11 yaşındayken ilk cinsel ilişkisini, ona bunun nasıl yapılacağını öğreten bir aşçı kadın ile yaşamış ve o günden itibaren yıllar boyunca neredeyse her gün cinsel birleşme yaşadığını söylemiştir. 12 yaşına geldiğinde, özel öğretmeni ile annesinin gönül ilişkisinin ortaya çıkması üzerine annesinin intihar etmesiyle dersleri de sona erdi. Annesinin ölümü oldukça vahşiceydi, gündelik ev temizliğinde kullanılan kimyasalları içerek günler boyu büyük acılar içinde kıvranarak öldü. Bu olay üzerine öğretmen kovuldu ve Reich hem annesiz hem öğretmensiz ve içinde büyük bir suçluluk duygusuyla kalakaldı. Her gece, annesini yatak odasında öğretmeni ile oynaşırken görüyordu, içeri girmiyor dışarıdan dinliyor, utanıyor, öfkeleniyor, kıskanıyordu;-- Bir yerde okumuştum sevgililerin davetsiz misafirleri öldürdüğünü, bu yüzden beynimdeki vahşi fantazilerle tekrar yatağıma uzandım, hayatımın neşesi mahvoldu, paramparça döküldü ruhumun en gizli köşelerine kadar bütün hayatım boyunca! Eğer onları izlediğini fark ederlerse kendisini öldürür müydüler merak ediyordu, kısa bir an aklına annesini kendisiyle de ilişkiye zorlamak geliyordu. Annesini korumak ile babasına şikâyet etmek arasında parçalanıyordu. Sonra onun ölümünden kendisini sorumlu tutarak aklında onu öldürmüş olduğu düşüncesiyle karanlığa yürüyordu. Babası perişan oldu. Soğuk bir gölün kenarına gidip saatlerce kaldı yavaş bir intihar için zatürre ve vereme yakalanarak 1914 yılında öldü.[ _Jung ve Adler'in tersine Sigmund Freud'un cinsellikle ilgili tezlerini daha ilerilere götürmeye çalışmıştır. Marksizm ile psikanalizi bağdaştırmaya çalıştı. ogazm potansiyelini geliştirmek amacıyla iç çamaşırlarıyla seansa girmeye teşvik ederek psikanalizin bazı kilit tabularını ihlal etti. _Yahudi Aşırı Milliyetçiliği"ni reddetmesine, kendi seçimi olmayan bir sınıflandırmaya sokulmaktan hoşlanmamasına ve dışlanan biri olmayı hiçbir zaman istememesine bağlamaktadır. _Nazi gazetesi, Reich'in Ergenlerin Cinsel Mücadelesi adlı kitabı hakkında bir saldırı yazısı yayımladı. Kendisini küçük düşürmeye yönelik "kadın avcısı", "komünist" ve "özgür cinsel sevginin avukatı" gibi yakıştırtırmalar yapıldı. _Reich'in Hayatın Kaynağı Üzerine Biyon Deneyleri, adlı kitabı 1938'de yayımlanması üzerine hakkında sistemli yalan haber saldırıları başlatıldı. "Yahudi pornocu” Hatanla Neden böyle bir ilişkiye girdin?" diye sorduğunda "Bir erkeğin bazen aptalca davranması gerekir. _Eski arkadaşları ve eski karısıyla bile arasına mesafe koydu. Bir arkadaşına oyunu kuralına göre oynayacağını söyledi: mesafeli, az da olsa gururlu ve aşktan uzak. Böylece toplumdaki insanlar saygı duyacaklardı. ***********
·
1 artı 1'leme
·
2.491 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.