Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
"Korku günde üç kez, kapıyı çalmadan geliyor. Yanımda oturuyor ve ben kalkınca beni takip ediyor. Artık daimi bir yoldaş oldu." Maslow'un meşhur ihtiyaçlar hiyerarşisine baktığımızda, bir insanın hayatta kalabilmesi için piramidin en altında fizyolojik ihtiyaçlar vardır; beslenme, solunum, sindirim, boşaltım gibi... Yani insanın yaşaması için yemek yemesi gerekir. Peki ya siz en temel ihtiyacınızı karşılamaya çalışırken ölüme gitme ihtimaliniz varsa? Dere kenarında otlarken bir aslan tarafından avlanma riski olan geyikten bahsetmiyorum. Direkt yediğiniz şeyin, otun sizi öldürmesinden bahsediyorum... Hitler ve onun yediklerinden... Bir taraftan dünyayı kasıp kavururken, diğer taraftan rahatça ağzına lokma atamamaktan bahsediyorum... (Ahh Hitler'e üzüldüğüm falan düşünülmesin sakın, o konuya girersek çıkamayız) Büyük adamların, önemli liderlerin yemekleri, onlar yemeden önce tedbir amaçlı tadılır, tattırılır. Bu çok da yabancı olduğumuz bir konu değil, öyle değil mi? Kitabımız da işte tam olarak bunu anlatıyor, Hitler'in 10 kadın çeşnicisini. Rosa ile Gregor evleneli daha bir yıl bile olmadan savaş patlak vermiş ve Gregor asil bir Alman olarak savaşa katılmıştır. Rosa da Berlin'de tek başına kalamayınca eşinin taşra kasabasında yaşayan ailesinin yanına gelir. Bir sabah kapıya dayanan SS Subayları Rosa'yı alırlar ve diğer 9 kadınla birlikte gizli bir karargaha, Kurdun İni'ne, Wolfsschanze'ye götürürler. Bu kadınların ulvi bir görevi vardır artık; Hitler'den önce onun yemeklerini tatmak ve tabi ki ölünecekse de ondan önce ölmek... Hayatları boyunca yan yana gelme ihtimalleri çok düşük olan bu kadınların bir yemek odasına tıkıldıktan sonra aralarında oluşan olumlu/olumsuz bağı, SS subayları ile yaşanılanları, çaresizliği, kendini tehlikeye atmak uğruna yardımlaşmayı, ihaneti okuyoruz kitabımızda. Bu kadınlar arasındaki kutuplaşmaya, öfkeye, kine, sevgiye ve sırdaşlığa tanık oluyoruz. Dönem kitapları okumayı oldum olası sevmişimdir zaten. Ama şunu da itiraf etmem gerekir ki kitabın içeriğini ilk okuduğumda o yılların daha derinine ineceğini zannetmiştim. "Çizgili Pijamalı Çocuk"taki gibi... "Auschwitz Kütüphanecisi"ndeki gibi... Veya Berlin'in o son dönemini, Hitler'in yok oluşunu anlatan "Çöküş" filmi gibi... Bu beklentiyle başlayınca ister istemez ilk sayfalarda bir hayal kırıklığı yaşadım. Ancak sonrasında bu 10 kadın arasındaki bağ, duygusal geçişler, olay örgüsü, karakterlerin gerçekliği başta yaşadığım hayal kırıklığını fazlasıyla telafi etti. Dönem kitabı sevenlere, savaşın arka planında yaşananlara, saplantılı bir liderin tutkusu uğruna feda edilenlere mutfak penceresinden bakmak isteyen dostlara tavsiyemdir. Kitapla ve huzurla kalın.
Her Ay Okuyanlar Kulübü
Her Ay Okuyanlar Kulübü
Kurdun Sofrası
Kurdun Sofrası
Rosella Postorino
Rosella Postorino
Kurdun Sofrası
Kurdun SofrasıRosella Postorino · Salon Yayınları · 2023146 okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.