Sirk aslında distopik bir eser 4 numaralı kuklanın bir gün iki adet korkunç göz görmesiyle başlıyor sonra ise arkası arkasına bir sorgulama silsilesi geliyor kimim neyim neden gibi... Peki kaç kişi bu kuklalar 1,2,4,5 numaralarına sahipler çünkü sadece numaradan esaslar bütün olayları bu bağlı oldukları iplerle kırmızı elmalarla sırtlarındaki anahtarlarla... Çoğu da sorgulamıyor ben neyim diye hatta farkettiniz mi 3 de yok ortalıkta... İşte 4 numara bu sorularla o duvardan bu duvara çarparken bir gün ipleriyle sirke zorla gelen ve her şeyi dehşetle korkuyla izleyen bir de kuklalara doğru kasa kasa elma döken seyircilerin önünde bayılınca 3 numara ile yolları kesişiyor Sirk öyle bir yer ki bir canavarı mutlu etmek için halk esir edilmiş karın tokluğuna çalışan ve çalışmak zorunda olan bir avuç varlık,isimleri cisimleri bile yok hepsi insan bir de kuklalar var yıldızlara hasret her söyleneni yapmak zorunda olan sonsuz sessizliğe mahkum... Belki de bizim içimizin distopyasidir bilemiyorum anlatılmaz okunur bir kitap çünkü kendisi... Bildiğiniz bütün sirkleri unutun bence direkt sirkleri unutun hele içinde hayvanlara eziyet edilen sirkleri,maske takan zavallı insanları da rahat bırakın üzgün palyaçoyu da... Okuyunca bu kitabı kuklalar üzerinden belki hayvanları belki de iç dünyamızın karanlığını bir sorgulariz dostlar...

SirkFırat Serin · Elpis Yayınları · 202316 okunma

·

60 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Aybüke BARDAKLI