Gönderi

Hayatın içinde bir anlam var mıydı? Varsa neredeydi? Neden bir günden bir güne, tesadüfen de olsa bir yerlerde karşılaşmamıştık? Eğer karşılaştıysak ama bir tanışma imkânımız olmadıysa niçin benim utangaç mizaçlı biri olduğumu fark edip ilk adımı o atmamıştı? "İşte ben hep arayıp durduğun 'hayatın anlamıyım,' artık gecelerin sessizce kararıp kalmaktan, gündüzlerin boşu boşuna akıp gitmekten kurtulacak, geceni de gündüzünü de ellerimle sevince boyayacağım. Nihayet mutluluk senin için de muğlak ve meçhul bir kelime olmaktan çıkıp benim vesilemle en yakın dostun olacak,'dememişti.
··
1 artı 1'leme
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.