Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

133 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mutsuz ve İkonik Aşkın Başlangıç Tragedyası
"Aramak boşuna bulunmak istemeyeni." Romeo ve Juliet'in aşk hikâyesi edebiyattaki en ikonik ve kalıcı masallardan biridir. Masal dediğime bakmayın, herkesin bildiği gibi türü bir tiyatro metni, bir tragedyadır; tadı ise masalsıdır. Lirik ve retorik bir büyüsü vardır bu masalın. Oyun, William Shakespeare tarafından yazılmıştır ve İtalya'nın Verona kentinde, aşk, kader ve kavgalı ailelerin arasında geçmektedir. Altı çizilen asıl konu ise birbirine kavuşamayan fakat derin bir aşkla birbirine bağlı olan Romeo ve Juliet'tir. Rakip Capulet ve Montague ailelerinin üyeleri olan Romeo ve Juliet, aileleri arasında uzun süredir devam eden kavgaya rağmen birbirlerine derinden âşık olurlar. Aşkları tutkulu ve yoğundur; dürtüsel kararlara ve zorluklara rağmen birbirlerine arzuyla bağlanırlar. Romeo'nun, Juliet'in kendisine olan aşkını ifade ettiğine kulak misafiri olduğu ünlü balkon sahnesi oyunun bilinen en çarpıcı ve en dokunaklı anıdır: "Ah, Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen? İnkâr et babanı, adını yadsı! Yapamazsın, yemin et sevdiğine, Vazgeçeyim Capulet olmaktan ben. .. Benim düşmanım olan adındır yalnızca Sen sensin Montague olmasan da. Hem Montague nedir ki? Ne eli bir erkeğin, Ne ayağı, ne kolu, ne yüzü, ne de başka bir parçası. N'olur başka bir ad bul kendine. Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile Kokmaz mı aynı güzellikte? Romeo'nun da adı Romeo olmasaydı, Kusursuzluğundan hiçbir şey kaybolmazdı. Romeo, bırak, at bu adı! Senin parçan olmayan Bu ada karşılık al bütün varlığımı." Bu sansasyonel repliklerde Juliet, toplumsal kısıtlamalardan ve aileleri arasındaki, aşklarının kolay ve kabul edilebilir olmasını engelleyen kavgalardan duyduğu hayal kırıklığını ifade eder. Bu cümleler Juliet'in iç çatışmasını yansıtır ve oyunun ardından gelen trajik olaylara zemin hazırlar. Bu replikleri: Romantik İdealizm, Trajik Kahraman, Dürtüsellik, Aşkın Sembolü olarak; oyunun kendisini ise: Anında Bağlantı, İmkânsız Aşk, Tutku ve Yoğunluk, Romeo'nun Romantizmi, Balkon Sahnesi, Fedakârlık, Trajik Sonuç başlıklarıyla kavramsallaştırabiliriz. Oyunun ana teması, Romeo ve Juliet arasındaki güçlü ama yasak aşkı ve ailelerinin kavga koşulları nedeniyle karşılaştıkları zorlukları vurgular. Romeo ve Juliet arasındaki aşk genellikle "talihsiz" olarak tanımlanır; bu talihsiz kaderleri onlara adeta "yıldızlar" tarafından verilir ve onların kontrolleri dışında belirlenir. Genç âşıkların ölümleri de dahil olmak üzere olayların trajik gelişimi, onlara karşı çıkan toplumsal ve ailesel güçlerin bir sonucudur. Oyun sadece sevginin gücünü tasvir etmekle kalmaz, aynı zamanda nefret ve ön yargının yıkıcı doğasını da vurgular. Capulet'ler ve Montague'ler arasındaki düşmanlık, aile onuruna körü körüne bağlılığın nasıl trajik sonuçlara yol açabileceğini vurgulayan bir arka plan görevi görür adeta. "Romeo ve Juliet" çok sayıda film, oyun, bale ve opera dahil olmak üzere çeşitli biçimlere uyarlanmıştır. Oyunun kalıcı popülaritesi, eskimeyen temaları keşfetmesinde ve aşkın yoğunluğu ve sonuçlarını güçlü bir şekilde tasvir etmesinde yatmaktadır. Romeo ve Juliet'in zamansız ölümlerine rağmen aşkları yüzyıllardır izleyicileri büyülemeye devam etmektedir. Kalıcı çekiciliği, bu özel hikâyede nihayetinde trajediye yol açsa da, aşkın toplumsal sınırları aşan bir güç olarak tasvir edilmesinde yatmaktadır. Romeo ve Juliet'te incelenen temalar farklı zaman ve kültürlerdeki insanlarda yankı bulmuş; bu da onu, zamansız ve evrensel bir aşkın kayıp hikâyesi haline getirmiştir. "Aşk duyarlı bir şey mi ki? Öyle kaba, öyle hoyrattır ki, acıtır diken gibi." Buraya kadar gelip de aşktan bahsetmemek doğru olmaz, hazır artık ait değilken bana. Bütüne sığdırılmak istenirken, her defasında bütünü yok eden, aşk... *"Ey aşk, ne kadar duyarlısın her yeni düşünceye, duyguya! Sevgilinin aklını çelen her yeni düşünceyi, Yutmaya hazırsın aç denizler gibi. Ama ne olursa olsun değeri Bir anda yitiriyor hepsini! Sevgilinin kafası çeşitli hayallerle dolu, Aşk ise hayal ediyor olmadık şeyleri." *
On İkinci Gece
On İkinci Gece
Aşk, muhteşem olmasına karşın bilinçsiz olanı en nihayetinde yok eder ve kişi bu aşkın acısından beslenir. Tıpkı Romeo ve Juliet’in aşklarının acısından beslendikleri gibi. Peki aşkın muhteşemliğinin, insanın ayaklarını yerden kesen o tarif edilemez duygusunun yanı sıra sevgililerin bu kadar canını acıtmasının ve bunun devamlılığını korumasının sebebi nedir? "Sevdiğine kavuşamazsan aşk olur." Bu, sahiden de böyle midir? Ya da buna kavuşamama hali aşkın metafiziği ile aynı oranda olup bu aşkı elde etme çabalarının kontrolsüzlüğüne bir çağrı mıdır? Aşk, insanın gözünü kör eder, cesareti arttırır ve olaylar hiç beklenmedik bir nihai sonuca ulaşır. Eni sonunda hep de bir sona ulaşır değil mi? Mutsuzlukla biter, bunu yaşayan ve yaşatan birileri hep olmuştur; böylece başlangıcına 1597 diyebilir miyiz? Ya da 1536, Leylâ ile Mecnun? 1825, Hüsn ü Aşk? Görülüyor ki, mutlu aşk yoktur ve hırçınlığını, yıkıcılığını, sertliğini dindirmeye fırtınanın da gücü yetmez; fırtınayı dindirecek güç olsa bile. Aşk, hep böyle sınırsız ve tehlikeye davetiye çıkararak mı yaşanmak zorundadır? Aşk eğitilirse aşk olmaktan çıkar mı? Ya da aşk daha sakin sularda yaşanabilir mi? Bu soruların bir cevabı olduğunu sanmıyorum ya da buna cevap verecek bir lisanın olduğunu. Fakat şunu iyi biliyorum ki aşk, bilinçli ve ölçülü yaşanmadığı -tüketilmediği- sürece hep bir tehdit, yıkıcı bir güç olarak var olacaktır yaşamlarımızda. Romeo ve Juliet tragedyasında, Rahip Lawrence III. Perde VI. sahnesinde dediklerini benimsiyor ve yaşamımıza bu ölçünün ve dengenin yön vermesini diliyorum: "Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar, Ölümleri olur zaferleri Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi. En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, Aynı tat isteği, iştahı köreltir. Onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin Hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır."
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,2bin okunma
·
250 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.