“… Ermeni erkeklerin Bitlis’te tutuklanmaları hadisesi hakkında yazan Grace Knapp, bir evde ‘ülkenin ataerkil geleneklerine göre on silah bulunduğunu ve bunların zaptiyelere karşı kullanılmış olduğunu’ belirtmektedir. Knapp’in raporunu okuyan bir kişinin, Bitlis bölgesinin Ermeni devrimci hareketinin en güçlü kalelerinden biri olduğunu ve 1915 yılının ilkbahar aylarındaki Rus taarruzları esnasında Ermeni çetelerle Türk birlikleri arasında uzun süren bir çatışmaya sahne olduğunu bilmesi mümkün değildir. Misyonerlerin nazarında, Ermeniler silah kullandıklarında, bunun nedeni daima ve kesinlikle nefsi müdafaa olurdu. Oysa Türk birlikleri kuvvet kullandıklarında, misyonerler bunu genellikle kanlı faaliyetler düzenlemek olarak isimlendiriliyorlardı.”