Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Musab Süleyman Bakıcı

Musab Süleyman Bakıcı
@musab_bakici
16 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
“Çağatayca”
Türk dilinin z/ş kolu, 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren klasikleşmeye meyleden iki büyük yazı diliyle temsil edilmiştir: Osmanlı Türkçesi ve Çağatayca. Çağatayca veya Çağatay Türkçesi, genel manada Osmanlı kültür muhiti dışında kalan Orta Asya'da ve Altın Ordu sahasındaki Özbek, Uygur, Kazak, Tatar, Başkurt gibi Türk kimliğinin ortak yazı dili olarak kullanılmıştır. Osmanlı Türkçesinin Eski Anadolu Türkçesi üzerine kurulması gibi Çağatayca da Harezm Türkçesi üzerine kurulmuştur.
Sayfa 69 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Eski Anadolu Türkçesi”
Eski Anadolu Türkçesi (Eski Türkiye Türkçesi, Eski Oğuz Türkçesi vd.), 13. yüzyılın başlarından 15. yüzyılın sonuna kadar süren, Anadolu'nun yanı sıra bugünkü Balkanlar, Azerbaycan, İran, Irak ve Suriye'de kullanılan, Oğuz lehçesine dayalı bir yazı dildir. Bu yazı dili, Osmanlı Türkçesinin bir önceki evresidir.
Sayfa 67 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
“Harezm Türkçesi”
Harezm Türkçesi terimi, Eckmann'ın (2003b) Nevâyî'nin Mecâlîsü'n-nefâyîs'indeki bir ibaresine atfıyla kullanılmaya başlanmıştır. Mecâlisü'n-nefâyîs'te bulunan Hüseyn-i Hârezmî'nin Keşfü’l-Hüdâ adlı Kaside-i Bürde şerhi hakkında Hârezmîçe Türkî til bile yazıldığı ifadesi, Eckmann tarafından belirli bir şive delili sayılmıştır.
Sayfa 64 - Asos YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Karahanlı Türkçesi”
Karahanlılar (Hakaniye) her ne kadar 9. yüzyıldan 13. yüzyılın başına kadar Kaşgar merkez olmak üzere hüküm sürmüş bir Türk devleti olsalar da Karahanlı Türkçesi (Buğra Han Tili) terimi, kendisini temsil eden dil malzemesi bakımından, Caferoğlu'nun (2001) Müşterek Orta Asya Türkçesi olarak adlandırdığı edebi dönemin ilk evresi olup 11-13. yüzyılları kapsamaktadır.
Sayfa 63 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
Sorularla Türkçe Eğitimi
Sorularla Türkçe EğitimiÖmer Tuğrul Kara
0/10 · 1 okunma
Reklam
228 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Binbaşı Ersever'in İtirafları
Binbaşı Ersever'in İtiraflarıSoner Yalçın
8.2/10 · 1.852 okunma
“Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in Ortadan Kaybolması”
29 ekim günü gazetenin gece nöbetçisi muhabir Sinan Onuş saat 19.20’de telefonu her zaman olduğu gibi, “Buyurun Aydınlık” diye açıyor. Çok iyi Türkçe konuşan sakin bir ses, “Kontrgerillacı Ersever’i infaz ettik. PKK adına arıyorum, sıra Soner’de” deyip telefonu kapatıyor. Aynı saatlerde Sabah ve Özgür Gündem gazeteleri de aranıyor. Meçhul kişi “Türk İntikam Tugayı adına arıyorum, Bitlis Paşa’nın katili Ersever infaz edildi” notunu bırakıyor.
Doğan KitapKitabı okudu
“Yeşil”
Yücel Y’nin bulunduğu tim çoğu zaman Yeşil’le birlikte PKK’ya sempati duyan köylere gidiyorlar. İstihbarat faaliyeti yürütüyorlar. Gidilen evlerde ev sahibiyle sadece Yeşil muhatap oluyor. PKK propagandası yapılıyor. Köylülerden PKK’ya sempati duyanlar, dağa çıkmak isteyenler “ayıklanıyor”. Örneğin Tunceli’nin Hozat ilçesine bağlı bir köyde iki kız kardeş PKK’ya katılmak istediklerini belirtiyorlar. Yücel Y. kız kardeşlerden sadece birinin adını hatırlıyor: Besnan. Bu iki kız kardeş alınıp Elazığ’ın Palu ilçesi yakınlarında başka bir özel birime teslim ediliyor. Yaklaşık iki ay sonra aynı köye gittiklerinde Yeşil, ev sahibine kızlarının Suriye sınırından geçerken şehit düştüklerini söylüyor!..
Doğan KitapKitabı okudu
“İtirafçılar”
“Bu itirafçıları ve ajanların kullanılmasını ben istedim. Bu adamlar PKK’nın her şeyini biliyorlardı. İyi yetişmişlerdi, tabiî hepsi değil. Bunlarla günlerce operasyona giderdik, gıkları çıkmazdı. PKK’ya benden daha fazla düşmandılar. Sonra sayıları çok arttı. Şirazeden çıktılar.”
Doğan KitapKitabı okudu
“PKK İtirafçıları”
Mesela sadece kadın itirafçılardan bir tim oluşturdum. Çok iyi istihbarat topladılar. Ancak daha sonra itirafçılar para işlerine girdiler. Bunların bir başka yaptıkları iş ise şudur: PKK’ya vergi veren yani haraç veren kişileri tespit ederler. Bu kez kendileri gidip haracı veren adamı tehdit ederler. ‘PKK’ya para verdiğini öğrendik, seni götürüp işkence yaparız’ diye korkuturlar, şantaj yaparlar. Adamlar ise bu kez itirafçılara para verir!
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
“Ersever’in Kontrgerilla ve Yeşil İddiası”
“Bakın, ne polis ne de asker söylediğiniz anlamda kontrgerilla değildir. Evet, bölgede kontrgerilla vardır! Onu şöyle anlatayım: 70’li yıllarda ki MHP tetikçileri bir sonraki dönemde polis ve askerin emrine girdi. Belki MHP’nin içine de emirle girmişlerdi, onu bilemem. Bunlar hasta ruhlu kişilerdir. Davranışlarına bakınca zaten hemen anlarsınız psikopat olduklarını. Bunlar devletin yanında olmaktan güven duyarlar. Güçlü olduklarını hissederler. Sık sık kendilerini vatana ve millete adadıklarını söylerler. Sivil yaşamda ne iş yaptıklarını kimseye söylemezler. Soranlara “polisim” veya “istihbarattanım” derler. Emniyete, jandarmaya rahat girip çıktıkları için, arkadaş çevreleri de bunların polis ya da asker olduğundan emindirler! Bölgede sanıyorum böyle yüze yakın kişi vardır. Bunların çoğu tetikçidir. Tek amaçları PKK’yla savaşmaktır. Silahları, mermileri ve paraları devlet tarafından karşılanır. Bir şekilde illegal korucudurlar. Gözlerini kırpmadan adam öldürürler, işkence yaparlar. Kendilerine ‘Türk İntikam Tugayı’ veya ‘Osmanlı Türk İntikam Tugayı’ gibi isimler verirler. Bu adamlar birbirleriyle de rekabet ederler. ‘Kim daha iyi devletin gözüne girecek’ diye yarışarak adam öldürürler! Herkesin kendi grubu vardır. Birbirilerini kıskanırlar. Bunların en güçlüsü ve en tehlikelisi Sakallı, yani Yeşil’dir...”
Doğan KitapKitabı okudu
“Biz Kuzey Irak’ta sınır ötesi operasyon yapmışız. Barzanî ve Talabanî bizim hükûmete söz vermişler; bölgelerinden PKK’yı atacaklar. Sınırın o yanında karakollar kuracaklar vesaire... Bizim basın o günlerde Talabanî’yi göklere çıkarıyor. İşte bu Talabanî, Türkiye’ye PKK’yı yok edeceğini söylerken aynı tarihlerde Kuzey Irak’ta Süleymaniye Üniversitesi’nin açılışı konuşmasında, PKK’ya nasıl destek verdiklerini, Kürtlerin bir araya gelerek Büyük Kürdistan’ı kuracaklarını söyledi. Size röportajda bunları anlattım. İşte bu konuşmanın kasedini verebiliriz. Üstelik, kasette yaptığı konuşmanın tarihi de yazılı. Nasıl bu kaset Türkiye’yi yerinden oynatır değil mi?” dedi.
Doğan KitapKitabı okudu
… Karayolları şantiyesinin önüne polis ve jandarma ekipleri koyup da, “Sen kimsin?” diye arama yapmaya gerek yok ki. O aramalar hiçbir işe yaramaz. O aramalar terörist üretim merkezidir. Halka eziyetten başka bir işe yaramaz bu aramalar. Halkı arabalardan indireceksin, dayayacaksın, üstünü arayacaksın, kimliğine bakacaksın, deftere yazacaksın vesaire...
Doğan KitapKitabı okudu
“Kaçakçılar”
M.D. - PKK’lı olmayan tek bir kaçakçı yoktur. Yoksa kaçakçılık yapamaz. C.E. - Yapamaz zaten. Karşı tarafa gittiğinde, her yere PKK hâkim. Oraya haraç vermek zorunda, götürdüğü malları vermek zorunda. Şimdi düşününüz Cizre gibi, Silopi gibi, Şırnak gibi, Uludere gibi, Çukurca gibi, Yüksekova gibi yerlerde köylüden, işyeri sahibinden milyonlarca, milyarlarca haraç toplayan bir adam, kalkıp sırf kendi çıkarı için kaçakçılık yapan birisinden haraç almaz mı?
Doğan KitapKitabı okudu
C.E. - Bakın Kürt’ün hak istediği falan yok. Kürtler rahat etmek istiyor. Huzur istiyor. Bir yandan devletin yanlışları, öte yandan PKK’nın baskıları yüzünden halk bunalmış durumda. Ne yapacağını bilmez durumda. Halk, kendisine yol gösterecek insan, kurtarıcı bekliyor.
Doğan KitapKitabı okudu
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.