Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
MIT’de İktisad Profesörü olarak görev yapan ve dünyanın en etkili ekonomistleri arasında gösterilen Sn. Acemoğlu’nun Ulusların Düşüşü ve Dar Koridor kitaplarının ardından okumuş olduğum üçüncü eseri İktidar ve Teknoloji. Diğer ilk iki kitaplarını İngiliz iktidadçı James Robinson ilke beraber yazmışlardı. Bu kitabı ise IMF Eski Başkanları’ndan Simon Johnson ile birlikte geçmişe dayalı 20 yıllık araştırmaların ürünü olarak yazıyorlar. Ama tabi kitaba katkı veren birçok ekonomist ve uzmanın isim listesi kitabın son bölümlerinde bir teşekkür ile paylaşılıyor. Kitabın araştırma konusu geçmiş bin yılda Avrupa ve Dünya Tarihi’nde önemli olan üretim teknolojilerindeki gelişmelerin izini sürerek teknolojik gelişmelerle beraber ortaya çıkan üretim artışı dönemin hakim güçleri olan kişi ve kurumlar ile, iş dünyasının en üst katmalarından toplumların orta ve alt sınıflarına doğru bir gelir ve refah artışı yaratıp yaratmadığının izini sürmekte. Ortaçağ’da Avrupa’da pulluk ve yel değirmenlerinin tarımsal üretim artışı ve Çin’deki tarımsal üretimdeki artışlar neden toplumun tüm katmanlarına yansımadı? Acemoğlu ve Simon Johnson İktisad Tarihi’nin her döneminde teknolojik gelişmelerde ve üretim artışlarında öncü kişi ve kurumların hakim bir vizyon belirlediğini tarihten somut örneklerle öne sürüyor. Örneğin; Ortaçağda Avrupa’da tarımdaki üretim fazlası ve toplanan ek vergiler köylülerin ve üretimde payı olan emeğin refah paylaşımında birşey elde edemediğini ve kaynakların aristokratlar ve kilise aracılığıyla katedraller yapımına harcandığını delilleri ile bize gösteriyor. Sanayi Devrimi’nin 11. ve 17. yüzyıllar arasında Akdeniz havzasında ülkeler ve Çin’den ileri ve zengin olmayan İngiltere’de ortaya çıktığının izlerini sürüyor. 11. yüzyılda İngiltereyi işgal eden Normanlar feodal bir düzen kuruyorlar. İngiltere’de Sanayi Devrimi’ni başlatan James Watt dahil önemli mucitlerin çoğusu yarı eğitimli alaylı diyebileceğimiz insanlar. İngiltere toplumunda 17. yüzyıl ile beraber feodal toplum gerilerken orta sınıflar ortaya çıkıyor ve bu insanlar bilimsel bilgiyi üretime aktararak toplumda yükselebileceklerini keşfetmeye başlıyor. Sanayi Çağının ilk patronları İngiliz toplumunu kadın erkek, genç yaşlı demeden 100 yıla yakın bir süre son derece ağır şartlarda çalıştırıyor. Madenlerde ve fabrikalarda eski hayatlarından daha ağır koşullarda çalışan insanların yaşam standardı ve gelirleri bırakın iyiye gitmeyi daha da geriye gidiyor. Fransız ekonomist Thomass Piketty’nin 21. Yüzyılda Kapital adlı eserinde de ispatladığı gibi Sanayi Devrimi orta sınıfların ve işçilerin gelir artışında ve yaşam standartlarının iyileşmesinde 1875 sonrası yani 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir gelişme sağlamaya başlıyor. Tarih boyunca ilerlemeye öncülük eden hakim vizyonların hatalar yapabileceğine 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasında Fransız mühendisliğine büyük başarılar kazandırıp ardından , 1870’lerde başlayan Panama Kanalı projesi ile 20 bin işçinin ölümüne sebep olup büyük bir başarısızlığa imza atan Fransız girişimci Lesseps’in karizmatik kişiliği, iş bitiriciliği ve insanları ikna etme kabiliyetinin ardında yatan başarısının izini sürerek iktisat tarihindeki ve dünya ticaretindeki dönüm noktası olan mega projelerin izini sürerek Batı ve Doğu toplumlarındaki bireylerin yetişmesindeki eğitim, toplumsal dinamikler ve bireysel teşebbüsün toplumlardaki gelişim tarihine götürüyor bizi yazarlar. 20. yüzyılın başlarında ilk seri otomobili üreten ve rakiplerini fersah fersah geride bırakan, onları otomobil satış rakamları ile şaşırtan ve bir yılda yüzbinlerce otomobil üretip satan Ford markasının başarısının altındaki sır neydi? Ford markasında işçi hakları ne yönde gelişti ve bu durum sanayi çağının ikinci aşamasında diğer sanayi kuruluşlarını, teknoloji ve sermayeye sahip olan hakim vizyon ne oldu da gelir dağılımında işçilere daha fazla refah payı sundu? General Motors’u Ford markasının koltuğuna oturmasında hangi iktisadın ve sosyal bilimlerin hangi temel dinamikleri etkileri oldu bunlar karşımıza çıkıyor. Yazarlar 1850-1900 arasında ve 1900’den itibaren devam eden 80 yıl boyunca üretim artışlarının ve teknolojik gelişmelerin başka sektörlerin ve iş kollarınında ortaya çıkmasını tetiklediğini somut örneklerle onlarca örnek üzerinden açıklıyor. Örneğin otomobil üretimindeki artışlar akaryakıt istasyonlarını, oto lastikçilerii, yedek parça üreticilerini, lojistiği muazzam geliştirmiş ve en yetenekli mühendislerden en az bilgi donanımına sahip işçilere varana dek milyonlarca insana iş sahası sağlayıp, gelirlerdeki artışlara ve refaha kanıtlanabilir somut bir örnektir. Teknolojik gelişmelerin daha çok insanı çalışma hayatına katmasını yazarlar “ üretim vagonu” kavramı ile ifade ediyor. Eğer teknolojik gelişmeler modern iktisat tarihi boyunca üretim vagonuna katkı yapmışsa bu tüm çalışanların lehinedir ve onların yaşam standardını yükseltir tezi ileri sürülüyor. 2. Dünya Savaşı sonrası 1940’lı yılların sonunda başlayıp 30 yıl süren süreç ( 1949-1979) Avrupa’da büyümenin en iyi olduğu dönem ve altın yıllar. Thomass Piketty’de Kapital’de bu konuya vurgu yapıyor. Ancak 1980 sonrası üretim teknolojilerine ve bilişim teknolojilerine yön veren hakim vizyon artık otomasyona daha çok yönelmiş durumda. Robotların üretime katıldığı bir dünyada üretim vagonunun eskisi gibi çalışması mümkün olmadığından teknolojik gelişmelerin üretim vagonuna katkı sağlaması beklenemez. Daron Acemoğlu ve Simon Johnson ise günümüzde hakim olan vizyonun tam otomasyonu değil, insan-makine yardımcılığı olması gerektiğini savunuyor. Böylece 20. yüzyılın ilk seksen yılında olduğu gibi refah daha dengeli dağılmış olur. Acemoğlu ve onun gibi büyük iktisatçılar politik ekonomi konularına, teknolojiye iktidarların tarihsel süreçte yaklaşımı ve bunu kendi çıkarlarına ne ölçüde kullandıklarını titiz bir çalışma ile ulusal ve küresel çerçevede araştırmalarını derinleştiriyorlar. Çin’in 2010’lu yıllarda başlattığı Sosyal Kredilendirme Sistemi ile Çin Komünist Partisi’nin Teknoloji ve Yapay Zeka’yı adeta George Orwell’ın ünlü distopya romanı 1984’teki gibi toplumu gözetleyen bir unsur olarak ele almasını iktidar ve teknoloji kavramlarının günümüzde karşımıza nasıl çıktığını, aktörlerinin kimler olduğunu, 21. yüzyıla hakim olan vizyonların neler olduğunu saptarken; Facebook ve Youtube gibi dev platformlar ve patronlarının Yapay Zeka’ya bakışını, iktidarlarının keyfini çıkarmalarını ve bilişim teknolojilerinin üretim vagonuna nasıl katkı yapabileceğini ve bunun için hakim vizyonun neleri tercih etmesi gerektiğini ileri sürüyor. Eser ağır bir eser. Yazarın önceki kitaplarını, 1984 ve Cesur Yeni Dünya distopyalarını, Yuval Noah Harari’nin Yarının Kısa Bir Tarihi’ni okumadıysanız, Tianmen Meydanı Olayları ve Napolyon’un Mısır Seferi ve Mehmet Ali Paşa ailesini bilecek tarih bilginiz yoksa, Süveyş Kanalı’nın yerini haritada bilmiyorsanız, iktisat, iktisat tarihi ve tarih konularında hiç bilgi sahibi değilseniz ve daha da önemlisi yazarın ilk kitabı Ulusların Düşüşü’nü okumadıysanız bu kitaba şimdilik başlamayın. Umarım Ekonomi dalında Nobel Ödülü’ne layık görülürler bu eseri. Çünkü 1949-1979 arası Avrupa’da iktisatçıların 30 Altın Yıl olarak isimlendirdiği ve ekonomik büyümenin herkese refah artışı sağladığı bu dönem sonrası Avrupa’da ve ABD’de büyüme rakamlarındaki keskin düşüşlerin altında yatan ve cevabını henüz kimsenin bir tez olarak ortaya koyamadığı politik ekonomik faktörlere bir cevap arama iddiasını taşıyor bu eser. Ekonomi dalında Nobel alırlarsa şaşırmam. Çünkü Thomass Piketty’de 30 Altın Yıl sonrası Batı ekonomilerindeki büyümede yaşayan durgunluğun sebebini henüz kimsenin çözmediğini yazmış 21. Yüzyılda Kapital adlı eserinde.
İktidar ve Teknoloji
İktidar ve TeknolojiDaron Acemoğlu · Doğan Kitap · 202340 okunma
·
183 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.