Bu kitap ile ilgili konuşmaya başlamak için hangi ifadeleri kullanmam gerektiğini bilemiyorum. Hüseyin Rahmi’nin, okuyucularının isteği üzerine yazmış olduğu “Garaib Faturası Külliyatı”nın ilk romanı olan
Gulyabani’yi okurken çok büyük bir keyif almıştım ve ne zaman sayfalarını tekrar karıştırsam satırları aynı keyifle okurum. Fakat serinin 2. romanı olan
Cadı’da Gürpınar çıtayı arş-ı âlâya çıkarmış. İçinde toplum eleştirisi var, mizah var, felsefe var, aksiyon var, kültürel ögeler var… Uzun lafın kısası sevgili yazar, bu kısacık eserinin içine dünyaları sığdırmış.
Ayrıca öyle içten bir dil kullanılmış ki kitapta, sanki kitap okumuyor da babaannemin anlattığı hikayeleri dinliyorum gibi hissettim okurken.
Yazarımız, toplumun batıl inançlarını mizahı bir yolla eleştirmekle de kalmayarak heyecanı öyle yüksekte tutuyor ki sayfaları yırtarcasına çevirmek zorunda kalıyorsunuz.
Kitabı okurken sonunu tahmin ettiğimi düşünüyordum ama kesinlikle beklediğimden çok farklı bir sonla karşılaştım.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, ruhun şad olsun. Çok büyük bir ustasın…