Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

71 syf.
·
Puan vermedi
Çok değil iki yıl önce arkadaşım #Delibal bir gün oturmuş kahvemizi içerken Stefan Zweig dan bahşetmiş ve mutlaka okumam gerektiği söylemişti.Biraz Zweig'in hayatından bahsetmiş sohbetimiz git gide koyulaşmıştı.Zaten ben #Delibal ile en çok kitaplar hakkında konuşmayı severdim.Kahvelerimizi bitirdikten sonra bir acele çıkıp kitapçıya gitmiştik ve bana bu kitabı almıştık..#Delibal iyi ki beni Stefan Zweig ile tanıştırmış..kitap bir kadının yirmi dört saati değil ömrünün her bir anını kaplayan aşkı, hayalleri, umutları, nefret ve en derinden yaşadığı pişmanlıklarını bir solukta insanın ruhuna işleyen bir kitaptır şüphesiz. Bir kadının daha önce hiç tanımadığı bir erkek uğruna tüm hayatını, onurunu hiçe sayıp ' onun için sokaklarda dilenirdim' diyebilecek kadar aşkı doruklarında yaşamasının yanı sıra aynı adamın ölüm haberini aldığında 'hiç etkilenmedim, mutlu bile oldum, çünkü onunla yeniden karşılaşma korkum sonsuza dek yok olmuştu' diyecek kadar pişmanlık, nefret ve hayal kırıklığıyla sarmalanması sanmıyorum ki daha iyi anlatılabilsin! Mrs. C'nin sevdiği adam tarafından görülmediği o anlardaki hisleri, onu kaybettiğinde yine onun anılarına sığınışı, mekanları sevdiği adamın hatıralarıyla bağdaştırma çabasıyla sıkışan yüreğinin ihanetle karşılaşması... Her biri efendim, her biri ruhumun acıyla kavrulmasına neden oldu. Bilmiyorum belki de bu hisleri Mrs. C'yle birlikte doruğunda yaşamam içinde bulunduğum yoğun ruh halleri dolayısıyladır. Zira onun gibi tek bir hatıraya tutunabilme çabasıyla Yıldız Parkı'na gitme isteğiyle yanıp tutuşan, reddedilme hissini bir kenara bırakıp İstiklal'de çekilen iki fotoğraf arasında adım sayan hatta ümitli anlarda 'Âh evet bu fotoğrafta iki adım uzaktaymışım ' diye sevinen, kalan diğer tüm anlarda ise 'Sanırım beş adım...' diyerek üzülen bir yüreğe sahiptim. Ancak elbette bu hisleri derinden yaşamış olmam Zweig'in bir kadının ruhsal tasvirini çıkarmadaki başarısını inkar etmeme değil aksine perçinlemeye çalıştığım tüm o hisleri tekrar tekrar yaşayıp kitabı bitirmemden günler sonra bile hala bu kitap hakkında düşünüp ilk incelememi yazmama sebep oldu. Zweig, bir kadının ömrüne sığdırdığı yirmi dört saati, hissiyatıyla insanın omuzlarını çökerten 90 sayfalık bir kitapla anlatıyordu ve size sadece bir nefeste okuyup eriyip bitmek kalıyordu.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,8bin okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.