Kitabın ilk 130 sayfası çok ağır ilerledi. Sürekli esneyerek okudum. Birbirini tekrar eden bölümler, anlatım bozukluğu ve cümle bütünlüğün olmaması durağan ilerlemesinin en büyük nedenleri. Yazarın mı anlatımı böyleydi yoksa çeviri kaynaklı mı bilemedim fakat labirentte kaybolmuş bir fare gibi sürekli aynı cümleler etrafında dönüp durdum.
Sonra yarış atı gibi açıldıkça açıldı. Elimden bırakamaz oldum. Yazar farklı bir konu ve anlatımla kurgusal zekâsını yine konuşturmuş. Ara ara heyecanlandım, hüzünlendim, kızdım derken tüm duyguları hissederek kitabın sonuna geldim.
Kitap, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir adamın ne kadar ileri gidebileceğini anlatıyor. Bir insanın kaybedecek bir şeyi yoksa istediğini yapmakta özgürdür diyor. Ayrıca alt metinde, paranın getirdiği güçle bir insanın adaleti bile satın alabildiğini gösteriyor bize.
Yukarıda da belirttiğim gibi ilk 130 sayfayı atlatırsanız devamı sular seller gibi akıp gidecektir. Önerimdir.