Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

On sekizinci yüzyılda yapılan bir hesaba göre imparatorluktaki Müslüman nüfusun yaklaşık ancak yüzde beşi, başka bir deyişle bütün evliliklerin aşağı yukarı yüzde ikisi çok eşliydi. Evliliklerin çok eşli olduğu durumlarda da norm iki eşti, Kuran'ın izin verdiği dörtle nadiren karşılaşıldığı gibi, o popüler uçsuz bucaksız yarı çıplak huri yatağı fantezisindeki duruma hiç rastlanmıyordu Çok eşliliğe göz yuman İslam hukuku bile (ki çoğu Müslüman ülkede ya neredeyse ortadan kalkmış ya da yasaklanmıştır) bütün taraflar arasında en ince ayrıntısına kadar anlaşmayı ve eşitliği şart koşan katı kuralların yanı sıra mülkiyet, kanuni haklar ve barınma konularında sıkı düzenlemelerle sınırlar: Örneğin bir erkek ilk eşinin yazılı onayını almadan bir ikincisiyle evlenemezdi. Böyle bir iznin yokluğu kadının evliliği sona erdirmek için başvurmasına hukuki dayanak oluşturuyor ve Osmanlı mahkemelerinde sıkça bu tür davalar görülüyordu. Geleneksel Müslüman toplumlarında çok eşlilik uygulandığında her halükârda çok defa dul veya öksüzler gibi aksi takdirde kimsenin yüzüne bakmayacağı istenmeyen kadınların gözetilme yöntemiydi, Bunun Hristiyan Avrupa toplumlarının çoğundaki karşılığı seçkinler için genellikle manastır veya düşkünler eviydi; geri kalanı içinse sokaktı.
Sayfa 139 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.