"Umut seni gözünden öpüyorum." 》Mustafa Kutlu'dan yine dev metropol hikayelerinden farklı, gözden uzak küçük kasabalar ve yurdum insanını anlatan Anadolu kokan bir kitap daha. 》Kitap tüm yakınlarını kaybeden, hiç evlenmeyen, yaşı doksanı geçen maliyeci Aziz Bey'in bir ödül törenine ödül almak üzere davet edilmesiyle başlıyor. 》Kitabın bu ilk kısmında Berber Nuh, Komiser Zeki, Hovarda Hamdi gibi son derece içimizden ve renkli karakterler görüyoruz. Bu karakterler her ne kadar hikayeye renk katsa da burda asıl önemli kısım Aziz Bey'in davet edildiği ödül töreni. Hikaye kendisi üzerinden gidecek sanırken çok daha farklı bir yere evriliyor. 》Bu ödülü kim veriyor? Kafadanbacaklılar Derneği. İsmini okuyunca çok garip gelen bu derneği neden kurmuşlar? Neden adını böyle koymuşlar? Onu söylemeyeyim, okuyup görün. 》Tufan Aktaş. İşte bu garip isimli derneğin kurucusu. Halkı Türkler ve mübadeleden kalan Rumlardan, zeytinciler, bağcılar ve balıkçılardan oluşan bir sahil kasabasındaki bir felsefe hocası. Böyle küçük kasabaları kalkındırmak, tanıtmak isteyen insanlar olur ya, işte onların hikayesini okuyoruz. Bu idealist öğretmen sadece bu derneği kurmakla kalmıyor. Bunun yanında okulda kütüphane, basket sahası ve takım da kurarak herkesin taktirini kazanıyor. 》Kader bu ya. Tufan Hoca bir gönül kırgınlığı sebebiyle kasabadan gidiyor. Ve her şey alt üst oluyor. İşte bu anda da Kız Sanat Enstitüsü biçki dikiş bölümü son sınıf öğrencisi Nezaket Albeni'nin hikayesi başlıyor. Farklı zaman diliminde, ama aynı kasabada için çabalayan ikinci insan oluyor Nezaket. Tutkulu, azimli, çalışkan... 》Hayali, köyünde bir modaevi açıp, kendi insanına hizmet etmek olan Nezaket, aynı zamanda köyündeki dokuma kumaş kültürünün unutulmaması ve köyün tanıtılması için bir şenlik yapıp, bir de ödül töreni düzenlenmesini istiyor. Sinemadan edebiyata, tiyatrodan arkeolojiye kadar bir çok alanda bir çok kişiye ödül verilecek. 》Nezaket'in önce eğitimini tamamlayıp, ardından büyük bir azimle, mücadeleyle çalışması, köyü için sürekli güzel bir şeyler peşinde olması, fedakarlığı, bir kadın olarak sahip olduğu gücü okurken çok mutlu eden detaylardı. 》Başrolümüz Nezaket olsa da yanında bir çok karakter daha var. Nezaket'in en büyük yardımcılarından hocası Saadet Hanım, Nezaket'e aşık olan ama karşılık bulamayan Kaymakam Ferdi, Nezaket'in gerçek aşkı Denizci Yavuz ve daha niceleri... 》Bu ödül töreni modern zamanın dönüştürdüğü insan ve coğrafya ilişkisini, yüz yaşına da gelse insanı bırakmayan bir dünyanın varlığını, insanın dünyaya meyilini, zamana ve şartlara göre nasıl değişebildiğimizi, her dönemde karşısındakini ezen ya da alkışlayanların olduğunu, insanın bastıramadığı egosunu, çok farklı insan türlerini, kahramanların tek tek ödül almaları için sahneye çıktıklarındaki hallerini ironiyle bize gösteriyor. Hiç böyle bir ödül töreni görmemiştim. Açıkçası okurken hiç tahmin dahi edemedim. 》Bol karakterli ve yoğun olay örgülü kitaplar daha çok hoşuma gidiyor. Bu kitap da öyleydi. Bölümlerinin kısa olması ve samimi dili de kitabı akıcı yapan özelliklerinden biriydi. 》 Mustafa Kutlu'nun okuyucuyla sohbet eder tavrı hep çok hoşuma gitmiştir. Bana, kitaplarında ey kaari (okuyucu) diye seslenen Ahmet Mithat'ı hatırlatır. 》Kitabın sonundaki yarım kalmışlık hissini saymazsak çok beğendim. Nezaket'lerin sayısının artması temennisiyle...

Sıradışı Bir Ödül TöreniMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20131,244 okunma

·

253 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.