Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Krizlerimizle başa çıkmada daha ciddi, daha cesur ve daha metodolojik olmamızın ve ayrıca teşhis koyma, sorumluluk üstlenme ve ibret alma noktasında Kur’ânî yaklaşımı benimsememizin vakti geldi. Uhud Savaşı yenilgisinden sonra nazil olan ayetlerde hezimetin sorumluluğunun tamamen sahabelerde olduğu ifade edilmişti. Ayette buyuruluyor ki: “De ki: O (musibet), kendinizdendir." (Âli İmran-165). Bir başka ayette ise şöyle buyuruluyor: “Nihayet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra, za'f gösterdiniz. (Peygamber'in verdiği) emir konusunda tartıştınız ve emre karşı geldiniz. İçinizden dünyayı isteyenler de vardı, ahireti isteyenler de.” (Âli İmran-152). Kur’ân-ı Kerim’in burada hezimetin sorumlusu olarak karşı taraftan, yani Mekkeli Müşriklerden hiçbir şekilde söz etmemesi manidar. Zira bu şekilde Müslümanların kendilerini komplo teorileri ile teskin edip kurban psikolojisine kapılması önlenmek isteniyor. Hakikatlerle yüzleşmekNe kadar şok edici olursa olsun, hakikatlerle yüzleşmekten ve gerekçe uydurmayı bırakmaktan başka seçeneğimiz yok. Durumun ince detaylarına girmek ve öfkeyi yatıştırmak yerine, krizin köklerini tedavi etmek için analiz ve planlama yapmaya odaklanmalıyız. Kaynak: Suriye Felaketi: Kördüğüm, İbretlik Dersler ve Çıkış / Süheyl Gannuşi
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.