Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah seni teyit etsin, bi ki âlim zâhiri ve bâtını bilen olduğu kadar her ikisini kendisinde birleştirmeyen kimse ise seçkin âlim olmadığı gibi seçilmiş âlim de değildir. Çünkü bilgin hakikati gereği sahibini bilgisine aykırı davranmaktan alıkoyar. Eğer insan bilgili olduğunu iddia eder fakat akla ve şeriata göre yapması zorunlu bir işin aksine davranırsa, bilgili olmadığı gibi bilen suretinde de ortaya çıkmamıştır. O hâlde sakın kendini kandırma, çünkü böyle bir suçun vebali başkasına değil, sadece sana döner. Eğer, “Bilgili olduğu hâlde bilgisine göre davranmayan insanları görürüz. Bazen insanda bilgi bulunur, fakat amel olmaz.” diyecek olursan buna karşılık şöyle deriz: Böyle söz, o sözü söyleyenden sadır olmuş bir hatadır. Çünkü bilginin bilgiye olduğu kadar bilgi olmayan şeye de verilen bir isim olduğunu bilmelisin. Bildiğini iddia ettiği bilgiye bağlı ameli yapmayan bir kimse gördüğümüzde muhakkak o kimsenin içinde bir ihtimal bulunur. İçinde (bildiği şeyin doğruluğuna ilişkin) herhangi bir ihtimal bulunan kimse ise o şeyi biliyor sayılmaz, aynı zamanda bu kimse verdiği habere de bilgi olmasını gerektirecek ölçüde inanmaz. Âma yine de sen ona soracak olsan sana, “bu bilgiyi getiren kimsenin (yani Hazreti Peygamber aleyhisselâmın) getirdiği şey doğrudur, ben de ona inanıyorum” der. Ne var ki söz sadece bazı insanlar nezd nde, o sözü söylediği zaman doğru kabul edilir, bunun dışında doğru kabul edilmez. Haddizatında bu kimse kendi başına kaldığı zamanı aklındaki ihtimal ortaya çıkar. Dolayısıyla onda ortaya çıkan ve bilgi gibi görünen bu şey aslında kendisine ârız olan bir durumdan ibarettir. Çünkü ilim , ince bir perdenin ardından insana ameli getirir.
Sayfa 107Kitabı okudu
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.