Aslında kitaba büyük bi hevesle başlamıştım ( Malum Rus edebiyati ) ama beklentimi karsilayamadi. Kitapta 3 ayrı olay var diyebilirim ve olayların içinde gelişen olaylar inception gibi, karakterler de hem bol hem karman çorman. Tam "Nerede kesişecek, nasıl olacak, nasıl bağlanacak acaba? " derken bağlanmadi ve gerçeküstü anlatımda cabası ( Uçan süpürgeler vs. birazcik sıktı. )
Tek anlayabildigim şey: Kitaptaki bazı karakterlerin çöllerde susuz kalmış gibi huzuru araması oldu. Ana karakter Woland'ı da balkonda kornetto dondurmasını yalayıp karşı komşusuna "Ben aslında yoğum oğlum, beni arasan da bulaman." diyen Burhan Altintop'a benzettim çünkü gerçekten bulunamıyor dolayısıyla yakalanamiyor. Demek ki neymiş: Her Rus'un eti yenmez. Sabredip buraya kadar okuduysan cansın. Bir sonraki turda görüşmek dileğiyle.