Bin Muhteşem Güneş
Khaled Hosseini'nin Uçurtma Avcısı kitabını 16-17 yaşımda okurken kitabın iniş çıkışlarına, bir savaşın ortasında yaşanan hayatlara o kapkara yaşamın ortasındaki içi yaşamla dolu aydınlık ruhlara tanık olmak, okumak beni çetin bir karamsarlığa sürüklemişti ve yılardır aklımın köşesinde hep hüzünlü bir anı olarak kalan Uçurtma Avcısı kitabından sonra birdaha yazarın kitaplarını okuma cesaretine girişmemiştim ta ki geçen gün bir sahafçıdan aldığım Bin Muhteşem Güneş kitabına kadar..
Tüm cesaretimi toplayarak başladım kitaba.
Kitap Meryem'in yaşamıyla başlayıp bize Meryem'in gözüyle dünyayı insanları farklı bir pencereden gösteriyor, küçük bir yaşama sevincini şükür etmenin önemini hayatta her zaman sevinmenin mutlu olmanın bir yolları olduğunu..
Sonra Meryem'i o Küçük dünyasından alıp başka diyarlara kinin,öfkenin,nefretin savaşın ekilip biçildiği masumların kanlarıyla ırmakların çınladığı şehirlere kadar sürüklüyor... Çetin bir yolculuğun derin bir psikolojinin altında buluyoruz kendimizi bazen bazı satırlara nasıl olur bu? Dediğim, durup durup soluklandığım kendimi o karamsar hayatın bir köşesinde sesizce satırları okurken bulur gibiydim.
Yazar yolları kesişen iki karakter veriyor bize Meryem ve Leyla. Kendimi hangisinin yerine koysa paramparça darmadağın bir o kadar da umutlu oluyorum.
Savaşın ortasında başka bir savaş veren kadınları anlatıyor bi bakımdan yazar.
İnsan haklarını, bir savaşın kirliliğinden ve savaşın en çok masumları gözüne kestirdiğini ve dava ne olursa olsun kadınların hep suçlu seçildiğini bize en net ve en keskin şekilde anlatıyor yazar.
Bir savaşın ortasında kadın ve çocuk olmanın zorluklarını okutmaktan çok yaşatıyor sanki...
Meryem ile Leyla'nın yolculuğu bana hayatın karanlık penceresini silmeyi öğretti bir nevi. Umudun hep olduğunu, yaşamın her damarında kötülük olmayacağını, düştükten sonra ayağa dimdik kalkmanın önemliliğini bir kadının isterse hayatının her yükünden yaralarına çiçekler ekerek kalkabileceğini öğretti.
Ve din, dil, ırk fark etmeksizin hiçbir insanın savaşı hak etmediğini insanın yüreğinde sevgi varsa bir candan kopan bir feryadın başka bir yürekte çınlayacağını öğretti.
Kitabı soluksuzca okudum bazı yerlerde dayanamayıp bıraktım ama keşke daha önce okusaydım dedim hep.
Kesinlikle okunması; hissedilmesi gereken bir kitap.
Savaşların masumları alıp götürmediği, kadınların her davada suçlu terazisinde yargılanmadığı bir dünya ümidiyle..
Khaled Hosseini
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.