Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Simone de Beauvoir o meşhur tespitini yapalı çok zaman oldu. “Kadın doğmuyoruz, kadın oluyoruz” demişti. Yani öğreniyoruz rollerimizi. Yaşadıkça, büyüdükçe, toplumsallaştıkça. Ama şu da var ki “erkek” de doğmuyoruz aslında. Erkek oluyoruz. Erkeklik de öğreniliyor. Tuğla üstüne tuğla koyarcasına inşa ediliyor zamanla. Ve ataerkil bir toplumda erkek olmak hiç kolay degil. Erkek de mevcut rollerden azıcık sapmayagörsün, birazcık farklı giyinsin ya da farklı olsun mesela, zorlanıyor bu haliyle kendine yer bulmakta. Ne yazık ki, sokakta kadınlara laf atan ama kendi kız kardeşlerine yan gözle bakılınca kanına dokunan bir erkeklik modeli var. Ve gene ne yazık ki, biz kadınlar yetiştiriyoruz onları. Doğdukları andan itibaren “Koçum, sultanım, aslanım...” diye diye. Onları ayrıcalıklı olduklarına gene biz anneler inandırıyoruz. Sonra o zanla onlar gidip başka kadınların kalplerini kırdıklarında kendimize hiç pay çıkarmıyoruz.
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.