Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

El kesmeyi uygulayabilmek için, hırsızın akıllı bir yetişkin (akil ve baliğ) olması şarttır ve sahibi olmadığı, yahut hisse veya mülkiyet benzeri bir ilişkisinin (şübhetü'l-milk) bulunmadığı on dirhem ya da daha fazla bir değere sahip bir malı çalmış olması gerekir. Bu, fukahanın daha sonra iyice geliştirdikleri temel bir tanımdır. Örneğin, "İslam topraklarında bulunan sahipsiz odun parçası, ot, kamış, balık, kuşlar, oyun.arsenik yahut kireç gibi basit, değersiz şeyleri" çalmak el kesmeyi gerektirmediği gibi," süt, et, taze meyve gibi çabuk bozulan şeyleri çalmak da gerektirmez. Gözetim altından (ihraz) bir seyin çalınmasının katı tanımı, cezanın kullanımına yönelik daha ileri sınırlamalar getirir. İki tür gözetim yeri vardır. Birincisi ev veya oda gibi tanım gereği gözetim yeri sayılan mekânlar ile bir kimsenin malının yanında oturduğu yahut başının altına koyarak yattığı durumda olduğu gibi bir muhafız gözetimi. Hamam veya halkın girme hakkı olan her türden mekanlar gözetim yeri sayılmazlar. Ancak, gözetim altındaki bir şeyin çalınması zorunlu olarak el kesmeyi gerektirmez, cünkü bir sonraki soru da hırsızın malı nasıl aldığını sorgular. Eğer hırsız, bir evin duvarını deler ve sadece elini uzatarak hırsızlık yaparsa eli kesilmez, çünkü burada gözetim yerinin ihlali tam değildir. Eğer o eve girmiş ve malı dışarıdaki bir işbirlikçisine uzatmış olsa bile hiç birisi cezaya maruz kalmaz, evin içinden malı yola atmış olan hırsız da ceza görmez. Efendisinden mal çalan köleye de ceza yoktur, çünkü "onun mala ulaşımı sıradan" bir durumdur; aynı şekilde ev sahibinin evinden mal çalan misafir de cezalandırılmaz, çünkü "onun eylemi hırsızlık değil hainlik ve vefasızlıktır.".
Sayfa 315 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.