Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mustafa Kemal bu fikirlere çoktan hazırdır. Tıbbiyenin son sınıfından çıkarılıp sürülen Mustafa ilâve ediyor: — İhtilâl yapmalıyız. Çok kıymetli arkadaşlarımız vardır. İnkılâp yapmalıyız. Müfit ayağa kalkıp bağırıyor: — Behemehal yapmalıyız!.. Hepsi heyecan içindedir. Fakat Lütfi Bey bu hareketlere fiilen karışmak arzusunda değildir: — Sizinle beraberim. Ama benden bir şey beklemeyiniz, diyor. Mustafa Kemal durumu hallediyor: — O halde siz buradan derhal gidiniz. Bizim bundan sonra konuşacağımız şeyleri, sizin duymanız iyi olmaz! Lütfi Bey dostça ayrılır. Ondan sonra konuşmalar başlar. İhtilâlden, bu uğurda ölmekten bahsedilir. Ama Mustafa Kemal, ondan sonra da daima göstereceği hesaplı ve muvazeneli gayeciliği orada da gösterir: — Mesele ölmekte değil; ölmeden idealimizi yaratmak, yapmak ve yetiştirmektedir... Bu kısa cümle de, onun mizacı ve büyük hikâyesinin ona daima hâkim olan bütün bir prensipler sistemi vardır: Ölümü ve tehlikeyi göze almak, ama ölmeden muvaffak olmak, yaratmak, yapmak ve yerleştirmek... Bu mizac ve karakter, heyecanının değil, mantıkın ve sağduyunun ifadesidir. Bu mizaç ve karakter örgüsü, Mustafa Kemal'in harekât ve icraatına, hayatının sonuna kadar hâkim olacaktır. İşte gizli, ihtilâlci «Vatan ve Hürriyet Cemiyeti» orada ve o gece üç kişi arasında kuruldu.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.