Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bugün güzel bir söz okudum, üzerine kitap yazılabilecek bir söz: Bilgi yanıtta, bilgelik sorudadır. Ne kadar basit ama bence harikulade derin, küçük düşürmek ya da alay etmek için sorulan sorular elbette bu kategoride değil, bilgi edinmek için sormaktan bahsolunuyor. Annemize sorduk, babamıza sorduk bildikleriyle bizi bilgilendirdiler, sormaya devam ettik, bildik ve her soru bize bilgeliğin kapısını araladı, bildiğinin üzerine başka sorular sorqrqk, başka konular açarak yeni kapılar aralamaya çalıştık. Nefes aldıkça soracağız çünkü bilmek yalnızca bir an için bilmektir, bilgelik yani geniş anlamıyla küllîyen her şeyi bilmek asla erişilemeyecek olandır. Kim bilir belki nefes almayı bıraktıktan sonra da bilmek vardır... Mesela ölen öldüğünü bilecek midir? Ve mahşerde "her şeyi bilen"in bilgilendirdikleri olmak bile başlı başına bir statü demek olmayacak mı? Pek felsefe sevmem, filozof denen taifenin birbirinin yanlışını ortaya dökerek doğruya ulaşmaya çalışan fakat bunun için onlarca ömür yaşamaları gerekirken yalnızca bir tanesiyle iktifa ettiklerini bu yüzden hiçbir zaman mutlak doğruyu bulamayacaklarını düşünürüm öteden beri. Oysa sanırım şu an yaptığım şey teolojik felsefe gibi bir şey... Gece gece yanıtı dünyada olmayan soruları soruyorum kendime ve paradokslarıma gülüyorum ama ne güzel söz değil mi? Düşündürdü, güldürdü sonra tekrar düşündürdü...
·
589 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.