Şimdi ağlıyordu, sakin ve yavaş yavaş yaşlarla, güçsüzlüğün ve ümitsizliğin bezginliğiyle akan sıcak ve iri damlalarla
ağlıyordu. Niçin bu kadar hülya esiri olmuştu?Biraz hayatın somut gerçeklerini düşünmüş, bu toprak parçasının üstünde bir şiir bulutuna sarınarak uçmak için çalışmamış olsaydı bugün bu kadar mağlup olmayacaktı.En küçük sebepleri en büyük hülyalara yeterli kabul etmiş kendisine sahte esaslar üzerine kurulmuş bir hayat vücuda getirmişti. İşte şimdi hakikatin insafsız rüzgârları üzerinden geçtikçe o hülyaları hep birer birer düşürmüş,onu șuracıkta en küçük bir yaşamak arzusundan tam bir yoksunluk içinde bırakmıştı.